E-Dergi

Intrıgo serisinin son iki kitabı bir arada. İki diyorum çünkü kitabın sonunda kısa bir farklı bir bölüm daha var "Sofya'nın ödevi" adında. Ancak bu bölüm romandan ziyade öykü olarak değerlendirilebilir. Yılan çiçeği kitabı ise serinin diğer kitaplarına göre daha durağandı ve kitabın sonu olayların biraz ilerlemesinden sonra tahmin edilebiliyordu. Yazarın diğer kitapları gibi senaryo tadında ve bu kitapta bir filme uyarlanmış.

İki arkadaşın birbirlerinden akıl almaz bir talebiyle başlayan maceranın sonucu hiç beklenmedik şekilde son buluyor. Mektuplarda konuşulanlar ile Agnesin anlattıkları sonunda bir noktada kesişiyor ve hikayeler, yaşanmışlıklar bir noktada kesişiyor. Kitap okumak gibi değil de film izlemek gibi bir aktivite olarak düşünebilirsiniz Hakan Nesser'in kitaplarını.

"Beyaz kanatlı kuşlar, hep çığlık çığlığa, başımın üzerinde. İçimde sonsuz bir sevinç. Bağırmak istiyorum. "Boş ver!" diye haykırmak istiyorum, "Beş liraya da boş ver'",
Biri çeviri olmak üzere kısa ama sıcak ve içine çeken 7 hikaye bulunmakta kitapta. Yayınevinin baskısı da gayet kaliteli.

"Öldü
Bir kitap ki şimdi o
Okumak istediğimiz, okuyamadığımız"
Kısa anlatmak güçtür ama Sebahattin Kudret Aksel iki üç satırdan oluşan şiirlerle çok güzel şeyler anlatıyor. Mesela geceyle gündüzün ilişkisini doğanın kan dolaşımı olarak anlatıyor tek satırda. Gökler şiiri ile bir çok tarihi kişiliğin, toplumun gökyüzünü anlatıyor kısaca ama şiirin geleceğini açık bırakarak.

"Merd-i Kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler. (Çingenenin merdi kendini överken hırsızlığından bahseder.)" Nuri çocukluğundan beri yaşadığı komik ve eğlenceli olayları kendi üslubuyla, hayata bakış açısıyla bir sohbet ortamında gibi okuyucuya aktarıyor. Nuriyi dinlemesi eğlenceliydi ama biraz fazla detayda boğuluyor gibi. Ayrıca kitabın adıyla metinde bolca karşılaşıyorsunuz.