E-Dergi

Biraz sıkıcı buldum, beklediğim gibi değildi.

“Bir serinin ilk kitabı için nasıldı?” diye bir soru sorulacaksa eğer, ikinci kitabı merak ettirecek, satın aldıracak kadar iyi diye cevap verebilirim. Bunu başarabilen bir ilk kitap amacına ulaşmıştır. Kendi yazarlık serüvenimden de öğrendiğim gibi gerek yazım, gerekse basım aşamasında akla hayale gelmeyen pek çok deneyim kazanılıyor. Tolga Eligül’ün de bu tecrübelerini hayal gücü ile birleştirince çok daha iyi bir devam kitabı ile karşımızda olacağına inanıyorum.

Mansur’un hikâyesi 1500’lü yılların ortasında, zorbazlar, kabadayılar, kulağı kesikler bıçkın delikanlılar, itler, kopuklar, aşufteler ve daha pek çokları arasında geçiyor. Elbetteki insanlar dünyasına ait bu karakterlere, yazarlık uzmanlık alanı olan yeraltı dünyasının canavarları, ecinnileri, urdalakları, hortlakları eşlik ediyor.

Kitap pek çok yönden, okuduğum bir çok polisiyeden iyi. Özellikle Sudan ve Mısır'da yaşananların ardından Türkiye'de oluşmaya başlayan siyasi profilin benzerliğine hayret edeceksiniz.

Her ne kadar bir 12 Eylül Romanı alt başlığı ile yayınlansa da 12 Eylül'den çok, azimli Türk kadını Dürdane'nin öyküsü.