E-Dergi

Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın okuduğum ilk eseri.Günümüz türkçesi ile olanı okudum.İspanyol gribi sürecinde İstanbul'da yaşanan bir olayı ve bağlantılarını merak uyandırıcı,hüzünlendirici,mizahi bir şekilde anlatıyor.Eski İstanbul sokaklarında dolaşmış hissine kapılıyorsunuz.Küçük bir alıntı da paylaşayım''Dünyada her varlığın işi,yok olmak sırasını beklemek değil midir?Bazı şeylerin ölümü ne uzun sürüyor!Baalbek,Teb harabeleri,insan mumyaları,müzelerdeki hayvan fosilleri,sosyal olarak yok olma korkusunu asırlarla çeken milletler gibi...''

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Reşad Ekrem Koçu eserlerini okudukça Osmanlı dönemine,bu dönemin İstanbul'una karşı fikrim ve bilgim artıyormuş gibi hissediyorum.Sanki o dönemin bir yaşayanıymışım gibi bir his oluşuyor,çok heyecanlı bir duyguya kapılıyorum.Dili akıcı ve eğlenceli.Fatih Sultan Mehmet dönemi bu eserinde tüm ayrıntıları ile anlatılmış.Kazıklı Voyvoda'dan
Bellini'ye 2.Abdülhamit'in Fatih'in mezarını açtırmasına Bosna'dan Kırım'a Karamanoğullarından iskan politikasına hepsi akıcı bir şekilde anlatılmış.Öğrencilerimle paylaşırım diye altını çizdiğim o kadar çok kısım var ki bence lise grubundaki öğrencilere okumaları için tavsiye edilebilir.

Sezgin Kaymaz'ın neredeyse tüm kitaplarını okudum.Sandık Odası hikayelerden oluşan diğer kitaplarında olduğu gibi yazarın kendine has tarzını yansıttığı eseri.Fantastik kısımların ürkütücülüğünden içinize çekilirken bir anda kahkaha atabiliyorsunuz.Bence tüm kitaplarında insanları sevdiren,kalbinizi yumuşatan,merhametli yönünüzü geliştiren bir tarafı var.Sakarlık Bulaşıcıdır kısmında bol bol gülücük suratlar çizmişim.

Sultan Hamid'den 31 Mart Olayı'na Kurtuluş Savaşı'ndan çok partili hayata ve ikinci dünya savaşına kadar yapılan ilişkilendirmeler geniş bir yelpaze sunuyor.Kemal Tahir'in kitapları her seferinde düşündürücü.