E-Dergi

dündar kılıç hayatı ve hayatında tanıştığı yakından tanıdığımız bir çok insanla olan ilişkilerini anlatan güzel bir kitap.Tek taraflı bi anlatım yok kitapta çoğu olaylar farklı kişilerin gözündende anlatılmışTavsiye ederim.
Son kabadayı abiyede Allahtan rahmet dilerim.

felsefık ıcerıgı ve aynı zamanda edebı degerıyle tum dunyaca un kazanmıs,alman edebıyatının buyuk ustası olarak kabul edılen goethe'nın unlu eserındekı ruhunu seytana satan bir insanın romanı çeviri biraz yetersiz olsada güzel bir kitap.

ışığı, bilgiyi, hakikati arayan hint hükümdarı debşelem şah ile hint filozof beydeba'nın yaptıkları günlerce süren bir söyleşinin ardından ortaya çıkar. beydeba'nın bilgisi ile aydınlanan debşelem şah, ona unutulmaz bir hediye vermek istediğini söyler; ancak beydeba bunu kabul etmez, sadece yaptıkları bu söyleşiyi belgelemesini ister.

antik şark klasikleri arasında, yer yer matruşka gibi iç içe hikayelerden oluşan, didaktik bir fabl olan kelile ve dimne, türünün ilk ve en başarılı örneklerindendir. üç yaşındaki bir çocuğun bile keyifle dinleyip anlayabileceği denli basit ve anlaşılır bir dille yazılmış olması diğer bir güzelliği.

“sonra benjamin yeniden çığlığı bastı, umutsuz ve uzun bir çığlık. hiçbir şeydi bu. yalnızca ses. hepsi de olabilirdi; gezegenlerin bir an birleşmesiyle ses haline gelen zaman ve haksızlık ve keder.”
roman 4 bölümden oluşur ve her bölüm farklı ağızlardan anlatılır. bir ailenin kişisel tarihi diyebileceğimiz roman, son bölüm hariç ilk 3 bölümde kendi anlatıcı sesinin aile içerisindeki trajedisine odaklanır.yine de romanın temel sorunsalı insanlık trajedisi değildir; “zaman” kavramıdır.Bence biraz zor bir kitap olsada güzel bir kitap.

''şimdi vereceğim nutuk ne önceden tasarlanmış, ne de işlenmiştir; demek ki o oranda daha az yalan bulunmaktadır. fakat sanmayınız ki bu söylediğim, hatiplerin, zekalarını övmek için kullanmak adetinde oldukları hilelerden biridir. bilirsiniz ki bu adamlar, bir nutuk üzerinde otuz sene çalıştıktan sonra -hem de nutkun en önemli kısmını başkalarından çalmış oldukları halde- onu sanki üç günde eğlenerek yazmış yahut dikte etmiş gibi gösterirler. ben ise, ağzıma geleni söylemekten daima hoşlanmışımdır.''
deliliğin böylesi arkadaş,