E-Dergi

Yazarın Paris'ten sonra okuduğum ikinci yolculuk ve izlenimlerini anlattığı kitabı.Kolay okunan,sıkmayan bir kitap.Özellikle seyahat sevenlere ve dünyanın farklı yerlerine gitmeden önce bilgi sahibi olmak isteyenlere yazarın bir dönem orada yaşadığı da düşünülürse tavsiye edilir.

Dili biraz ağır olsa da o dönemin kelimelerinden dolayı çevirmen kelimelerin anlamlarını dipnotlara yazdığı için sorun yok.Sabahattin Ali bu kitapta müthiş ruh tahlilleri yapmış.İnsan doğasını,her insanın içinde bulunan şeytana kiminin yenilip yanlışa sapmasını,kiminin doğrudan ayrılmamasını anlatmış.Ben okurken Ömer karakterine çok kızmıştım,vurdumduymaz ,serseri bir hayatın içine Macide'yi de sürüklediği için ama kitabın sonunda,en doğru hareketi yaptı Ömer.Özellikle Ömer ile veznedarın arasında geçen veznedarın Ömer'i odasından kovduğu diyalog çok başarılıydı.

Su gibi akıp giden ,elinizden bırakamayacağınız bir Ahmet Ümit kitabı daha.

Akıcı bir roman ,okurken beni hep sınırda gezdirdi gerçekten saf bir aşk mı yoksa çekim mi diye,iki mutsuz insan,yıllar süren bir gizli aşk.Okurken hem toplumsal değer yargılarını sorgulatıyor hem de yaşanması gereken duyguların asla önüne geçilemeyeceğini.Sanırım yazar da biraz bunu yapmak istemiş.

Müthiş.Okuduğum en etkileyici kitaplardan biri.Bilinmeyen bir ülkede insanlar birden bire kör olmaya başlar ve Maslow'un ihtiyaçlar piramidinin en alt düzeyinde yeralan fizyolojik ihtiyaçlar karşılanamayınca insanlar nasıl insanlıktan çıkar öyle güzel anlatılmış ki.