E-Dergi

İbn Rüşd üstadın büyük emeklerle ortaya çıkardığı güzel bir eser...Dört mezhebin görüşlerini bir arada barındırması da ayrı bir güzellik...Ne de olsa kaynak kitap...

Anne ve babasını hiç görmemiş, dede ve üvey babaannesiyle yaşayan bir çocuğun, anne baba özlemi ve ayrıca kendi kafasında tasarladığı dünya ile gerçek dünya arasında yaşadığı bunalımların anlatıldığı güzel bir kitap...Cengiz Aytmatov yine masal ve efsanelrden faydalanmayı da ihmal etmemiş...

“Gün Olur Asra Bedel” in bir bölümü olacakken bazı sebeplerden dolayı yayınlanamayan, ama zamanı geldiğinde kitaplaşan bir eser.

Almanya –Rusya savaşı sırasında alınan “esir düşersen kendini öldür” emrine uymayan Abutalip ve arkadaşlarının kurtulup ülkelerine döndükten sonra çektikleri sıkıntıları konu alan eserde, “Cengiz Han’a Küsen Bulut” efsanesiyle ilinti kurularak konu daha anlamlı işlenmiş ve diktatörlerin emelleri için bireylerin nasıl harcandığı anlatılmış. Tavsiye ederim...

Sarı Özek’te trenlerin aktarma işlemleriyle hayatını sürdüren savaş gazisi Yedigey Cangeldi’nin, kendisiyle 30 yıl beraber çalıştığı arkadaşı Kazangap’ın cenazesini törelere uygun defnetmek için Ana Beyit mezarlığına yaptığı yolculukta geçmişe ait izlerin gözünde canlanışı anlatılır.

Eser aynı zamanda yazıldığı zamanın sosyo-politik ortamına da göndermelerde bulunur. Ayrıca eserde efsaneler ve masallar da anlatılır ve bunlar üzerinden gerçek hayata ilişkin çıkarımlar da sunulur. Örnek olarak “Mankurt” efsanesinden sonra bugünün insanlarının da yavaş yavaş mankurtlaşmaya, hiçbirşeyi sorgulamadan sadece yaşamaya başladıkları dile getirilir.
Eserde Amerikan-Rus ortak işbirliği ile uzaya gönderilen astronotlar ve onların başından geçen ilginç olay da ( orman-göğüs medeniyeti) anlatılır ve burada da aslında Cengiz Aytmatov’un birgün gerçekleşmesini istediği medeniyet düşüncesi de gün yüzüne çıkar.

Son olarak bu eserin devamı niteliğindeki “Cengiz Han’a Küsen Bulut” adlı eser okunarak konu bütünlüğü daha iyi sağlanabilir.

Bunalım, ölüm, Rönesans, kent, propaganda gibi daha pekçok kavramın yazarına yakışır şekilde yapılmış tahlillerinden oluşan ve Sezai Karakoç üstadın "diriliş" düşüncesini anlattığı nefis kitaplarından birisi...Bu topraklar hakkında yorum yapacak olan kişilerin üstadın eserlerini okumadan bu işe girişmemeleri gerektiğini düşünüyorum...Kitabın "felsefe" bölümü o kadar güzel yazılmış ki, üstad bütün felsefe tarihini çok kısa ve çok net anlatmış...Tavsiye ederim...