E-Dergi

2000 li yılların bir köy öğretmeni olarak yaşadığım sıkıntıları o zamanlarda da anlatan idealist insanların hayatta karşılaşabileceği zorlukları anlatan onuncu bir köy yaratan ve herkese her daim bir umut kapısı aralayan güzel bir kitap iyi okumalar...

Kitabı okurken en çok etkilendiğim bölüm sinirlenince kahve mi yumurta mı havuç mu hangisini hangi durumda seçmem gerektiğiydi. Kitabı bitirdiğimde uğur böceği olmaktansa cesaretimi toplayıp süpermen olmayı tercih ettim.Artık hayatta kayıplarım için üzülsem de ütün bir ömrümü yemesine izin vermedim. Özellikle eşini ve çocuklarını kaybeden subayın hayata sımsıkı tutunuşu örnek aldığım ve hayatıma uyguladığım bir davranış örüntüsüdür. İyi okumalar.

Başucu kitabımdan birisidir. En zorda kaldığım zamanlarda mutluluk depolayan yaşam öykülerine sarılırım. Amerika psikologları gibi kısa yoldan zengin olmanın eli cebinde başarı merdivenlerini tırmanmanın olmadığı bizi bizden biri gibi anlatan bir yapıt. Okurken yeni hedefler belirledim.Artık daha mutluyum.

Köylünün kooperatifçiliğe başlaması, üzümden kaliteli şaraplar yapması ve bunun sonucunda feodal düzenin din sömürüsü altında kendini gösterip köy enstitüleri gibi bu imalethanelerin kapatılması beni çok üzdü. Halk ozanı Refik'in türküleriyle yerel motifler ölçülü işlenmiş. Türk-yunan dostluğu başarılı bir şekilde kaleme alınmış. Kahramanların birçoğu gerçek hayattan alınmış; diğerleri ise çok güzel bir şekilde kurgulanarak serpilmiş , akıcı bir solukta okuyabileceğiniz ve ders çıkarabileceginiz ve bir ülke vatandaşı olarak ülkem için ne yapabileceğim diyebileceğiniz bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.

Köy insanının hayat bakışının hala aynı olduğunu devletten beklenilenlerin hiç değişmediğini gerçeklerin öteki yüzünü gösteren okunası bir roman.