E-Dergi

tamamen taraflı bir gözle yazılmış, kitabın kahramanını tu kaka ilan etmiş bir eser. yapılanları araştırarak kaleme almışlar. lakin yazarla kahraman arasında bir idooloji çatışması olduğundan yazar olur olmaz herşeyi ona ve yandaşlarına yüklemeye çalışmış gibi gözüküyor. bu ülkenin çatlılarada ihtiyacı var. başka ülkeler kendi çıkarları için nice çatlılar üretirken bir kendimizinkini yere vuruyoruz. mesela bir israil, bir abd, bir çin ya da rusya kendi çıkarlarını dahilde ve hariçte korumak için pek çok çatlılar ve yeşilleri eğitirken kendi ülkemize geldimi neden biz buna karşı çıkıyor ve hemen bütün günahları bu insanlara yüklüyoruz. sonrada diğer ülkeleri istihbaratları konusunda gıbta ile izliyoruz. gerek legal gerek gayri nizami ikiside lazım.

kitabın yazarını tanımayan birkişi bu kitabı okuyunca yazarın aşrı derece taraflı yazmasından dolayı bir akrabalık sezer. tabiki kim babasına kötü diyebilirki. çok nadir insan babasına kötü eleştirisini yöneltir. babasını bir efsane gibi gören babasını övmekten öte biryaş yapmamış. tabiki yaşanılan sıkıntılar beraberinde getirdiği yaşam şartları ve bir derin devlet adamının kızı olmanın verdiği sıkıntıları iyi irdelemiş.

bu kitabı ilk okuduğumda kendimde nekadar bir manevi boşluk olduğunu fark ettim. ve dedimki insanlar kendilerini yetiştirmek için neler yapıyor ve sen kendini dejenere etmek için neler yapıyorsun. evet bir insanın maneviyat dünyasını etkiyecek çok güzel bir eser. herkese tavsiye edilir.

gerçek bir insanlık belgeseli. piskoposun nasihatı ile tam bir dönüş yapan kahramanımız dört dörtlük bir insan olur. yani bir insanın dört dörtlük olması garip değil de hristiyan bir kişinin islami bir yaşam üzerine tasarlanmış bir eseri gibi duruyor. sanki islamı anlatmış. ama kendi inanışları ile çakışan bir yaşam tarzını lanse eden roman. çok fakir ve hakirken zenginleşen ve adeta iyilik meleği olan bir şahısı bilinen hristiyan dünyası ile hiç bağdaştıramadım.

çocukluğumuzun hatıraları arasına karışan çok güzel bir yalnız ada romanı. robenson ve cuma aynı adada yıllarını geçiriyor, tabiki burada imkansızlıklarda dahi yaşanabileceğini hayat ile ne olursa olsun ilişkimizi kesmememizi hayatın yaşamaya değer olduğunu insan yalnız dahi olsa üretken olabilir. amacı olan bir insanın yaşamayacağı hiç bir şeyin olmadığını çok güzel anlatan bir roman çocuklarımıza tavsiye edilir.