E-Dergi

Sinan Yağmur beklentilerimizi boşa cıkarmadı...

"Sophie Jordan Kendini Aşka Bırak yazarın kalemini duygu yoğunluğunu çok özlemişim..Harika bir romantik kitaptı...Yazarın tasvirleri,tanımlamaları müthiş idi..Keşke arka arkaya bir kaç kitabını birden okuyabilseydim...Kendimi inanılmaz bir duygu yoğunluğu olan bir romanın içinde buldum.. Yazarın bu ikinci kitabı Düğün Gecesinin devamı niteliğinde olsa da bağımsız olarak okunabilir... Kısaca romanın konusu birbirlerinden kaçtıkça çekimin kuvveti ile yinede birbirlerine itilmeleri..Yazar ikili arasındaki çarpışmayı,tutkuyu,aşkı çok güzel yansıtmış..Bu kitabı okuduktan sonra bu yazarın kalemi beni iyice büyüledi..Belki çok sıradışı bir konu yok ama yazar çok güzel işlemiş bence. Portia ve Heatheston arasındaki aşkı yazar size hissetiriyor..Bunda en büyük pay da çeviri bence..Kitap su gibi aktı...Çeviriyi yapan Aydan Şanlısoy Özbeki tebrik etmek gerekir..Romana hiç müdahale etmemiş kitap su gibi akıp gidiyor... Bu kitabı çoğu Historical Severleri seveceğinden eminim doğrusu..Tavsiye ederim.. "

Sürgün edilen Filistinli Arap aile ile Nazi katliamından kaçan Yahudi ailenin dramını ve evlerinden kovulmalarını anlatıyor. Arap ve yahudi ailelerden gelen iki gencin hayata karşı kendilerini ve bildiklerini sorgulamaları da kitabın sürükleyici hikayesinin içinde kısaca bir armoni. Okuduğum en iyi kitaplardan biri. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

Kıçtankara bir kaçış romanı gibi gözüken bir kavuşma romanı.İnsanın kendisine kavuşmasını anlatıyor ve bunu anlatırken hiç de büyük laflar etmiyor. Sıradan bir insanın hayatını alıp övgüye değer hale getiriyor ama hiç de Holywood hikayelerindeki bir dönüşüm gibi sunulmuyor bu değişim. Olağanüstü durumlar yok kitapta.Oldukça bildik yaşamların biraz cesaretle değişebileceğini anlatmış yazar. İstanbul'da bir holdingte İnsan Kaynakları departmanında çalışan bir gencin şehir hayatının monotonluğundan bıkması ve üstüne üstlük aşık olduğu kızın sanat takıntılı çıkması üzerine şehri bir tekne alıp terkediyor. Aklında şehirden kalanlar oluyor ama o silme gayretinde. Başarıyor da... Bir yelkenli tekneyi idare ederken kendini de idare etmeyi öğreniyor ve rüzgar ve denizin içindeki gerçek kişiyi ve gerçek aşkı çıkarmasına vesile oluyor. Kıçtankara bir denizcilik terimi olarak teknenin karaya kıç tarafından bağlanmasını ifade ediyor. Fakat belki de yazar bir mecaz olarak hepimizin karaya ne tarafından bağlandığını da anlatmak istemiş olabilir. Kitap bir denizcilik yayınevinden basılmış: Naviga. Bir ayağı karada diğeri denizde olan bir roman..

rahatlamak istiyor ve başaramıyosanız size çok yardımcı olcaktır
gerçekten herşeyi kafanıza takıp sıkıntı stres içinde bi hayat yaşıyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim