E-Dergi

Stefan Zweig'in etkileyici uzun öykülerinden birisi daha. Başlarda Amok Koşucusu'nun ne olduğuna duyduğum merak doktor ve -kadının- sonuna ilişkin duyduğum meraka bıraktı yerini. Ve şüphesiz sonda duyulan hüzün...

Bizdeki birbirine tamamen zıd "Resmi" ve "Gayri Resmi" tarih anlayışından resmi tarih tezini destekleyen ve bunu belgelerle izaha çalışan bir Sinan Meydan kitabı. Toplum olarak tarihi bilimsel bir disiplin olarak görmek yerine ideolojik olarak değerlendirdiğimizden kitapta yazılanları da siyasi düşüncemize göre kabul veya redddedeceğimiz kesin.

Entelektüel nitelikleri Dünya satranç şampiyonluğu gibi bir kariyeri desteklemeyen, "cehaleti bütün alanlarda ortak olmak üzere, evrensel" olan ve çok ağır çalışan beyniyle Czentovic; Nasyonal Sosyalistlerin Viyana'daki fonlar ve hanedan üyeleri hakkında bilgi almak üzere tutuklayıp mutlak anlamda hiçliğin içerisine yerleştirdikleri Avukat Dr. B.; -İskoçyalı yeraltı inşaatları mühendisi, servet sahibi McConnor- ve anlatıcının birlikte yolculuk yaptığı New York'tan Buenos Aires'e giden bir gemide yaşanan olaylar ve heyecanlı satranç
karşılaşmaları....

Kitabın ilk bölümünde Avcı'nın kendisini çok fazla ön plana çıkarıp geride kalan neredeyse tüm devlet ve kişileri beceriksiz gösterdiği bir anlatım mevcut. Öyleki sanki "O" olmasaymış ülke mahvolacakmış. Ancak ikinci bölümdeki yorumlar ve tespitlerinin içinde bulunduğumuz günlerde ortaya çıkan yeni bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde kesinlikle büyük bir doğruluk payına sahip olduğu anlaşılıyor. Bu sebeple iki ayrı bölümde yazılan kitabı iki ayrı şekilde değerlendirmek gerekiyor.

Kitabın ismi dolayısı ile beklentim yüksekti ancak bunu karşıladığını söyleyemeyeceğim. Kullanılan üslub İskender Pala'ya benzemekte. Şüphesiz Doğu Edebiyatı'nda aşk bahsinin müstesna bir yeri vardır ve bu alanda Devlet-i Âli Osman devrinde özellikle nazım türünde mükemmel eserler vücuda getirilmiştir. Bunlardan Ahmet Paşa, Bâki ve Şeyh Galip' te kitapta kullanılmış. Ayrıca günümüz ile geçmiş arasında gidip gelen eserde kurgunun çok yeterli olmadığı kanaatindeyim. Artık sıkıcı bir hâl alacak kadar aşk açıklanmaya çalışılıyor ve bunlar tekrar tekrar aynı şeyler okunuyormuş hissi uyandırdı bende. Netice itibariyle kitabın en güzel kısmının ismi olduğu kanaatindeyim.