Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
kitap,kurdu Tarafından Yapılan Yorumlar
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, Güzide Sabri'nin en çok ses getiren romanıdır. Fikret'in kızı Nedret'e bıraktığı günlüklerden oluşan yapıt, toplumsal değer yargılarını kadınların deneyimlerini merkeze alarak, "hastalık" ve "yasak aşk" etrafında eleştirmektedir. Erken 20. yüzyılda edebiyatımıza "melankolik" dünya görüşüyle özgün bir katkıda bulunan Güzide Sabri'yi, özellikle içinden geçtiğimiz salgın hastalık çağında, günümüz okuruyla buluşturmak, "hastalık", "keder", "yas", "elem" gibi duygulara bakmak için farklı bir pencere sunacaktır.
İrlanda edebiyatının en değerli isimlerindendir. Hukuk eğitimi almasına rağmen gazetecilik, yazarlık ve dergi editörlüğü yapmıştır. Çocukluğundan itibaren ilgisini çeken demonoloji, gizemli sanatlar ve folklora dair kitaplardan etkilenmiş, bu ilgisini İrlanda masallarının doğaüstü unsurlarıyla harmanlayarak İngilizce yazılmış en güzel hayalet hikayelerinden bazılarını yaratmıştır. TheCockandAnchor, UncleSilas, Wylder'sHand gibi ünlü romanlarının yanı sıra dehşet ve doğaüstü unsurlar içeren hikayeleriyle başta James Joyce olmak üzere pek çok yazarı etkilemiştir. Carmilla, Sheridan Le Fanu'nun en iyi bilinen hikayelerinden ve vampir edebiyatının öncülerindendir. BramStoker'ınDracula'sından yirmi altı yıl önce yazılmış ve türün başlıca esin kaynaklarından biri olmuştur. Bu tür içerisinde bir kadın vampir karakteri içermesi bakımından ayrıca ilgi çekicidir. Vampir mitinin günümüze dek gelmesine vesile olan bu klasik metin pek çok kez sinema ve televizyona da uyarlanmıştır.
Harika bir eser. Şiddetle tavsiye ederim
İnsan yaşadıkça ve yaşlandıkça cesaretini ve hayata karşı heyecanını kaybediyor. Bu yüzden özlenen bir dönem gençlik… Bu güzel çağı Önderoğlu, birçok öyküsünde öyle güzel çiziyor ki; insan yeniden genç olmak, heyecanla duygularını doludizgin yaşamak istiyor. Arayışın, sevginin, hüznün, umudun, hataların, kahkahanın ve özgürlüğün öykülerini başarılı bir şekilde kaleme alan yazar, yeni kitabında da gençliğin bitmeyen hikâyelerine ışık tutmaya devam ediyor. Yazar, evi, yolu, okulu kısacası gençliğin dokunduğu her yeri ustalıkla işliyor.
Kıyıya geç yanaşan gemi yüzünden trenini kaçıran bir yabancı, hiç bilmediği küçük bir Fransız liman kentinin ay ışığıyla aydınlanan sokaklarını keşfetmeye girişir. Kaptanların, mürettebatın bir gecelik de olsa yolunun düştüğü bu kent tüm günahlara gebedir. Burada tüm ihtiyaçların bir çözümü vardır. Sokaklarda gezinen genç adamın kulağına o sırada Almanca bir şarkı çalınır ve kendi memleketinden birine rastlamanın verdiği sevinçle sesin kaynağını bulmaya koyulur. Kişilik çözümlemeleriyle derinleştirdiği yapıtlarında çoğunlukla saplantılı yaşamların umarsız sonlarını anlatan Zweig'ın bu kitaptaki öyküleri, kendi yaşamından izler taşıyor.