E-Dergi

İstanbul'u ikinci bir New York'a dönüştürmek isteyen Temel Diker zamanla yarışırcasına gökdelenler dikmektedir. Gökdelenler arasında kalmış bahçeli küçük bir ev Diker'in önünde bir engel olarak durmaktadır. Sahibi Hikmet Şirin gelenekçi profil ile karşımıza çıkmaktadır. Ne olursa olsun ne teklif edilirse edilsin evini Temel Diker'e satmayacağını her defasında söyler. Hukuk da kendisinden yanadır. Temel Diker New York hayalini basit bir adamın saçma inadı yüzünden tökezlemesine mani olmalıdır. Ülkenin en ünlü avukatı Can Tezcan müvekkilinin bu problemini ancak yargı özelleşirse çözebileceğini söyler. Ülkedeki tek kurumsal olan yargının özelleştirilme fikri başta siyasiler, aydınlar ve fikir adamları olmak üzere tüm ülke genelinde coşku ile karşılanır. .
Tek kişilik mekikler, üç yüz katlı gökdelenler, yılkı adamları, birbirinin aynı siyasiler ve onların şakşakçıları medya ile 2073 yılının Türkiye'sini çizen Tahsin Yücel çok güzel bir eleştiri örneği sunmuştur bu roman ile bizlere.

"Kitaplı bir ailede doğup büyüdüm. Hiç biri okuma yazma bilmezdi üstelik." giriş cümlesi böyle olan bir kitap nasıl güzel olmaz ki.. İçimizden bizden biri, benim, senin, babamızın, dedemizin hikayesi bu kitap.. Vahdettin İnce'nin çevirmen olma yolundaki serüvenini anlatıyor. Uzun zamandan sonra ilk defa keyif alarak okudum.. Ve iyi ki okumuşum dediklerim arasında yerini aldı
.
Sadece bir çevirmenin hikayesi değil aslında, bir fikrin inşası da aynı zamanda.. Bilhassa büyük İslam alimlerimizden Seyyid Kutub ve Mevdudi'yi anlamak, mücadelelerinden pay çıkarmak için okunmalı
.
Bilgi ve hayat birikiminin üst düzeyde olduğu bu nadide kitabı edebiyatımıza kazandırdığınız için minnettarız Beyan Yayınları.

Nahid Sırrı Örik Cumhuriyet Dönemi yazarlarımızdan olup eserleri günümüzde az rağbet görmektedir. Oğlak Klasiklerinden çıkan kitaplarının neden pek bilinmediği merak ettiğim bir konu.. Zira okumaya başladığım "Kıskanmak" ile, nasıl böyle bir kalemi tanımam, bu vakte kadar nasıl hiç duymadım yazarımızı diye söylendim kendi kendime. Kitabın konusu, edebiyatımızdaki ilki, akıcılığı, tarihi, mekanı, karakterleri müthiş bir uyum içerisinde olup, zamanının meraklılarına müthiş güzel teferruatlar sunmakta.
Kıskanmak, Türk Edebiyatı'nın ilk ve belki de tek negatif karakteri yansıtan ve olumsuzluk üzere kurgulanmış bir eser. Yazar erkek olmasına karşın başkarakter Seniha'nın kıskanma eylemini gayet başarılı işlemiş. Sürükleyici bir eser olup, merak duygusu sürekli canlı tutulmuş. Okuyucuyu kitaba bağlayan en mühim unsurun bu olduğunu düşünüyorum.
Farklı kalem arayışındakilere ve Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı severlerine tavsiye olsun.

Tür olarak Hatırat okumayı severim. Okuma sürecinde kendimce analizler yapar, dönem hakkında ipuçlarını yakalarım. Tarih hakkında belki de en objektif bilgileri bizzat yaşayan kişilerden okumak değişik ufuklara yelken açmama vesile oluyor.
"Cehenneme Övgü"sü ile meşhur yazarımız Gündüz Vassaf'ın kaleminden annesinin hayat hikayesi Annem Belkıs.. Osmanlı'nın son dönemlerine şahit olmuş Belkıs Hanım'ın doğup büyüdüğü Rumeli ile başlıyor kitap.. Rumeli insanının gelenekleri, örfleri ve gündelik yaşayışlarından izler taşıyor. Sonrasında Türkiye'ye göç etmeleri, ardından tahsil için gittikleri Amerika ile devam ediyor hatıra. Cumhuriyetin ilk yıllarının bilinmeyen cihetleri okuma sürecinde epey ilgimi çekti. Amerika'daki eğitim hayatı ve öğrencilik yılları, bir öğrenci olarak merakla okuduğum bölümlerdendi. Kitabı benim için alanında eşsiz kılan tek başına bir kadının hayat mücadelesi, okuma çabası ve elbette yaşam serüveni oldu.

Belçika'nın Ostende şehrinden İstanbul'a uzanan bir tren yolculuğu ile başlıyor hikaye. Her istasyonda farklı kimlikte insanların trene binmesi ile olay örgüsü şekilleniyor. Yazarın seçtiği karakter tipleri hikayeye odaklanma açısından ilgi çekici. Yahudi, komünist devrimci (karakterin hikayesini okudukça Tahsin Yücel hatırıma geldi.), hem hırsız hem katil bir kişilik, farklı cinsel yönelimi olan gazeteci alkolik kadın ve revü kızı.. .
Tren yolculuğunu dünya hayatına benzettim. Dünya bir yolculuktur neticede. Farklı insanlarla bir arada bulunma ve yaşanılanlara katlanma serüvenidir aslında.