Toplam yorum: 3.088.512
Bu ayki yorum: 8.200

E-Dergi

şevket erçil Tarafından Yapılan Yorumlar

11.03.2010

Hermann Hesse, imgesel bir anlatım tarzı kullanıyor. Bu nedenle de, Onun eserine nüfuz edebilmek için; söz konusu eseri sonuna kadar sabırla kovalayarak bitirmek ve bitirdikten hemen sonra da üzerinde ince ince düşünmek gerekiyor. Kitap taki saklı tad, ancak o zaman yavaş yavaş ele veriyor kendini okuyucuya. Belli bir emeğin ve yaşanmışlığın ürünü olan eserler, yeterli bir düşünsel emeği de talep ediyor okurdan. Bozkırkurdu; Kitap okuma serüveninin henüz emekleme aşamasında bulunan okur nezdinde tam da bu nedenle sıkıcı ve anlamsız bulunabilecek türden bi kitap. Hermann Hesse nin Bozkırkurdu, Geothe nin Faust unu anımsattı bana. İnsanın içindeki asil ve hayvani yönlerin, İnsan ile Şeytanın mücadelesini, Nefsi Emmare ile Nefsi Levvame arasındaki o biteviye gerilimin hikayesini sezinletiyor.. Bu kitap; İnsanın Ontolojik arayış ve mücadele serüvenine, sancılı bir bilgenin içten ve şairane bir katkısı olmuş zannımca...
26.02.2010

Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı biterken beni de bitirdi... Uzun zamandır böylesine insanın kalbine dokunan bir kitap okumamıştım. Tahir Sami Bey tıpkı kendi gibi, başı önde, elinde eski kitapların tozlu kokusu, gözlerinde yaşananların ve yarım kalan hayallerin getirdiği hüzünle, o hiç bulamadığı -aslında O nun gibi insanlara hiç de lüzumlu olmayan- medeni cesaretiyle kendi kozasını örerken bizim de yüreğimize dokunan, hayatını ıstırabın ördüğü meçhul meşhurlardan biri olarak mahut çekingen tavrıyla ruhumun içinden geçip, benden bir şeyleri de alıp yanına çekip gitti uzaklara... İşte biz; O uzaklarız.. Bizim Aşkımız da, bilgimiz de uzakla ilgilidir... O en yakın Uzakla....
25.10.2008

Kitabı henüz bitirdim. Sıcağı sıcağına söylemek gerekirse; Mahir hoca, 11 Eylül den sonra dünya da biraz daha net bi şekilde oluşmaya-oluşturulmaya başlayan yeni düzenin parametrelerini ve bu parametreler üzerinde belirleyici olan coğrafyaları(ABD, İNGİLTERE, RUSYA, İSRAİL,İRAN,AFGANİSTAN, TÜRKİYE VS.) analiz ederek ortaya koyuyor. Ahmet DAVUTOĞLU nun KÜRESEL BUNALIM kitabını andırsa da onun yanında hayli yüzeysel kalıyor. Fakat kitap ta enterasan bi şekilde nokta tespitler. Örneğin kitabın yazıldığı dönemde bugünlerde Amerikanın yaşadığı Ekonomik Krizin çıkacağı ve neredeyse ABD Dolarının bugünkü hareketlerine uzanan tahminler(analizler) kesin bi rahatlık içinde söylenmiş.Ayrıca kitapta dünyada kriz denen şeyin aslında kriz değil dünyayı değiştirmek için kullanılan bir manivela olduğunu da görüyoruz. "ABD de yeni bir dönem başlıyor.Parasal güç giderek önemini kaybediyor... Evet, para sıkıntısı başlayacak!.. Bu, bütün borsalarda düşmelere sebep olur." (Bugün yaşananların bi fotoğrafı adeta bu sözler) Mahir Hoca bu kitabı hazırlarken akademik ve entellektüel birikimini biraz daha fazla ortaya koymalıydı, çünkü konular demin bahsettiğim gibi biraz yüzeysel geçiştirilmiş ve tarihi, kültürel, siyasi, felsefi altyapılara pek değinilmemiş. Yine de sırf Mahir Hoca nın yaptığı nokta tespitlerden ötürü okunması gerekli, ilginç ve okunması kolay bi kitap.
25.10.2008

Kitap, Dünya ya yön veren(yön vermeye çalışan) temel aktörlerin genel ve özgün yapıları ile bu yapıların artı ve eksi yönlerinin geçerli olduğu durumlarda nasıl bir dünya düzeni ortaya çıkabileceğinin izlerini taşırken, günümüz dünyasının uluslararası parametrelerini anlamak ve anlamlandırmak açısından da akademik bir yol haritası niteliği taşıyor. Kitap zaman zaman kullanılan dil anlamında akademik bir yoğunluk barındırsa da konunun ilgililerince hatta güncel okurlar açısından da okunmaya değer bir kitap. Amerika faslı biraz uzun tutulmuş, bunda Amerikanın hakim küresel güç olmasının da etkisi olduğunu düşünüyorum. Naçizane tavsiyem:Kitap Ahmet DAVUTOĞLU nun STRATEJİK DERİNLİK, KÜRESEL BUNALIM kitapları ve Mahir KAYNAK hocanın DÜNYADA YENİ DÖNEM kitapları ile birlikte okunup ele alınırsa okuyucunun bu alana ve dünyada olup bitene yönelik vukufiyetinin daha yönlü gerçekleşeceğini düşünüyorum.
25.10.2008

Küresel Bunalım kitabı; gerçek bir diplomasi ve uluslararası ilişkiler filozofu olan Ahmet DAVUTOĞLU hocanın 11 Eylül den sonra dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye deki jeopolitik-jeostratejik izdüşümlerini tarihi, kültürel ve felsefi derinliklerine nüfuz ederek ele aldığı konuşmalar ve düşünceler olarak tanımlanabilir. Ahmet DAVUTOĞLU nu okudukça onun gerçek bir diplomasi dehası olduğunu, ülkesini ve dünyayı derinliğine tanıyan bir aydınla karşı karşıya olduğunuzu görüyorsunuz. Bu kitabı gördükten sonra STRATEJİK DERİNLİK kitabını okumak ta bir zorunluluk haline geliyor adeta. "Türkiye öyle bi yerde bulunuyor ki, kendi sınırları içerisinde tutulabilmesi çok zor." "Türkiye derinliğine bir tarihe ve coğrafya ya sahip olduğu için hem parçalanmış hem de pivot ülke gibi görünüyor.Türkiye olmadan çevresindeki hiçbirşeyi tanımlayamamak, Türkiye yi kaçınılmaz bir eksen ülke haline sokuyor.Balkanları, Kafkasları, Ortadoğuyu Türkiye nin veya Osmanlı Tarihi olmadan yazamazsınız. Sırp tarihi Osmanlı Tarihi olmadan yazılamaz.Kafkas, Asya, Avrasya tarihi yazılamaz." "Medeniyetler en temel bunalımlarını en geniş alana yayıldıkları siyasal egemenlik dönemlerinde yaşamaya başlarlar." " İnsanoğlunun tarih içindeki arayışının ve yürüyüşünün temel unsurları ontolojik güvenlik ve özgürlük arayışıdır.İnsanoğlu güvenlikle ontolojik varoluşunu, özgürlükle de kendini diğer varlıklardan ayıran iradesini tarih sahnesine yansıtır.Dolayısıyla da, insanoğlu kendini mutlak anlamda özgür ve güvenlikte hissetmedikçe tarihin sonu gelmez."