E-Dergi

çoğu kimseler için karamsar olarak nitelendirilen Arthur Schopenhauer, hayatın anlamsızlığını bu eserinde tam zıt bir başlık altında irdelemiştir. Mutluluğun içbir zaman mümkün olamayacağını; ancak mutsuzluğa yol açan düşüncelerin kısmen bertaraf edilebileceğini açık bir dille ve doyurucu örneklerle açıklıyor. Kitap okunurken zaman zaman tekrarlara düştüğü izlenimi yaratsa da filozof, mutsuzluk ve insanın kendini avutması konularında üstün bir eser ortaya koymuştur. herkesin kendi benliğinin farkına varması için Arthur Schopenhauer okuması gerektiği kanaatindeyim.

içinde bulunduğumuz mevcut düzeni üstü kapalı bir şekilde anadolunun küçük bir şehrinde cereyan eden olaylar vasıtasıyla anlatıyor orhan pamuk. şehir içindeki çekişme ve hesaplardan genellemelerde bulunabileceğimiz okunası bir kitap.

osmanlının duraklama dönemini anlatan ve dönemin yaşam şartlarından da kesitler sunun bir kitap. ortadaki bir cinayetin etrafında gelişen olaylar hattat ve nakkaşlar arasında yaşanan ve mistik öğeleri sevenlerin dikkatini çekecek olaylarla şekilleniyor. okunmasını tavsiye ettiğim bir kitap.

hastalık seviyesinde denebilecek tutku dolu bir aşk hikayesi. sevgilisiyle paylaştığı anlardan arta kalan nesneleri toplayan kemal'in ilginç öyküsü. kitabı benim anna karaninam diye niteleyen orhan pamuk ortaya beklenileri karşılayan bir kitap çıkarmış.

hristiyanlık tarihini bir manastırda geçen cinayetler serisi üzerinden anlatan yazar ortaya bir şaheser çıkarmış. yazılış aşamasında 300 den fazla eserden faydalanarak kitabın oluşturulmasında müthiş bir entellektüel birikim oluşturan Eco topladığı bu taşları sarraf titizliğiyle yerli yerine yerleştiriyor. okuyacaklara tavsiyem kitabın polisiye bölümünden çok ayrıntılardaki anektodlarla ilgilenmeleri.
Not: bu kitaptan hemen sonra orhan pamuk'un benim adım kırmızı adlı eserini okuyun. benzerlik sizi de şaşırtacaktır.