Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625

E-Dergi

Seniha Safa Tarafından Yapılan Yorumlar

22.04.2024

Vesikalık, eskiyi unutmaya çalışan ama asla unutamayan bir karakterin hikâyesi. Okura seslenen müdahaleci bir anlatıcısı var. Zaman zaman mektuplar kurgulayıp hikâyeyi yönlendirmiş. Bazı şeylerin basit matematiği olduğundan söz ediyor, çok ders çalışırsan başarılı olursun; düzenli beslenirsen sağlıklı olursun, birini unutmak istersen unutursun, diyor ama karakter bu matematiği kendisi söylemesine rağmen unutmayı başaramıyor. Neyi unutmayı? Eski aşkları. Zaman zaman inançsız olduğunu dile getiriyor, inanca dair değer yargılarını sorguluyor, mantık arıyor… Kitabı okurken inanmayan ama inanmak isteyen, inanmak için bir ip bulsa ona tutunacak olan bir karakter gördüm. Bu meselesini çözse ya tamamen inanmayıp sorgulamayı bırakacak ve inançsız olmak sorumluluklarını alacak ya da inanmaya başlayıp soru işaretlerinden arınacak. Ya acısını çekmenin tadını hissedecek ya da matematiğini kurduğu kadar kolay unutacak. Şehirli insanın ızdırabı diyebilir miyiz? Diyebiliriz. Öyle bir kitap.
22.04.2024

Şiirler başlıksız olunca bütünlük arıyor insan ama yıldızlarla bölümlere ayrılmış şiirler birbirinden. Bütünlük tema olarak var. Her şiir karşısında biri varmış da ona yazılıyormuş gibi yazılmış. Hep vefasız, değer bilmez, âşığın aşkını görmemiş bir sevgili figürü var. Bütünüyle umutsuz âşığın şiirleri diyebiliriz bu şiirlere. Birkaçı sitemsiz, sadece aşkı dile getirse de arkasından gelen şiir ayrılık, aşk acısı şiirleri. En büyük ıstırap sevgilinin değer bilmemesi, anlamaması. Bunun etrafında bazen sevgiliyi çağıran bir üslup da görüyoruz. Şiirleri teknik açıdan inceleyecek olursam da şairin bir okur şair olmadığını, devrik cümlelerle mısralar kurduğunu söyleyebilirim. Kısa kısa, bir iki mısradan oluşan kısımlar da var içlerinde. Daha çok sevgiliye ya da eski sevgiliye yazılmış mektup niteliğinde şiirler. Bu üslubu, aşkın bu hâllerini okumayı seviyorsanız bu şiirleri de severek okuyabilirsiniz. Belki kendinizden bir şeyler bulur, platonik aşkınıza yazdıklarınıza benzetebilirsiniz.
22.04.2024

Eser, içerisinde aynı adla bir hikâyenin de olduğu altı farklı hikâyeden oluşan bir kitap. Yazar, yıllarca köy okullarında öğretmen olarak görev yapmış. Hikâyelerin tamamı da bir öğretmenin yaşadıklarından derlenmiş. Yani kurgu olarak okumadım, gerçek hayattan parçalar olarak okudum. Sanıyorum ki öyle. Doğu’da köy okullarında öğretmenlik yapmanın zorluğu yanında elbette güzellikler de var. Her zorluğu katlanılır kılan bir sebep oluyor. Bazı hikâyeler size de tanıdık gelebilir, köy okulunda okuduysanız… Kurgu olarak bakıldığında teknik kusur yok, klasik hikâye tarzında yazılmış altı hikâye okuyoruz. Unsurlar, teknik, merak ögesinin ön planda olması; giriş, gelişme, sonuç şablonuna uygunluk gibi detaylar onların olay hikâyesi olduğunu gösteriyor. Akıcı bir üslup var. Evet her hikâyede öğretmenin yaşadıkları ya da şahit oldukları da yazılsa gerçekle bağlantısı olması da hikâyeleri okunur kılıyor. İlkay’a ithaf edilen bi kitapta kahramanlarından biri İlkay olan güzel bir hikâye var.
17.04.2024

Hipnoz Terimleri Sözlüğü, alan meraklısı olanlar için bir kaynak sözlük niteliğinde. Hipnoz... Bu sözlüğü okuduğumda hipnoza ilgi duymaya başladım. İnsanlar kendi kendilerine hipnoz yapabiliyormuş. Üstelik alttaki alıntı oldukça ilginç.
“Kendi kendine hipnozu öğrenmenin en güçlü nedeni, bilinçaltı zihninizin neredeyse sınırsız olan potansiyeline erişim sağlamaktır. Böylece sorunları çözebilir, hedefler belirleyip bunlara ulaşabilir, yeni fikirler oluşturabilir, becerileri geliştirebilirsiniz. Tarih boyunca birçok sanatçı, yazar, besteci, mucit ve bilim insanı en büyük eserlerini kendi kendine hipnoz kullanarak yaratmıştır.”
Bunu tarihte birçok sanatçı, yazar, besteci, muhit ve bilim insanlarının deneyimleyip eserlerini hipnoz etkisinde yapmış olmaları çok ilgimi çekti. Hipnoz etkisinde meydana getirilen eserlerin niteliği merak ettirdi. Sözlükten faydalanacak okurlar olacaktır. Kapsamlı bir sözlük olmuş. Evde denemeyin dememiş, deneyebiliriz.
06.04.2024

Körler şehri, mimarlık öğrencisi karakterimizin bölümü ile alakasıyla başlıyor. Başlangıçta Bedii ve Musa isimleriyle iki karakter karşılıyor bizi. Karakterleri betimlemek yerine romana yayarak tanımamızı sağlıyor yazar. Karakter ve hikâyeler ilerledikçe artıyor. Başladıktan birkaç sayfa sonra her romanı okutan merak ögesi baş gösteriyor. Amcası ölürken son sözü “Ayn” oluyor ve karakter, “Ayn”ın ne olduğu aklına takılıyor, ipuçlarını takip etmeye başlıyor. Alegorik bir eser olduğunu anlamamız zaman almıyor, gizemi sevenler bu romanı keyifle okuyacaklardır. Geçit, kuyu, merdiven, aşağıdaki insanlar, yukarıdaki insanlar ve daha birçok alegorik unsur, Körler Şehri’nin unsurları. Ve bu şehirde her kapıdan bir macera çıkıyor. Nasıl bir şehir, felsefi mi fiziki mi? Birçok aforizması olan bu romanda beni oldukça çarpan cümleler oldu. İz sürmek hikâye doğurur. Romanı başarılı buldum. Olay ve karakterlerin kurgusu kusursuz.