Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Seniha Safa Tarafından Yapılan Yorumlar

17.04.2024

Hipnoz Terimleri Sözlüğü, alan meraklısı olanlar için bir kaynak sözlük niteliğinde. Hipnoz... Bu sözlüğü okuduğumda hipnoza ilgi duymaya başladım. İnsanlar kendi kendilerine hipnoz yapabiliyormuş. Üstelik alttaki alıntı oldukça ilginç.
“Kendi kendine hipnozu öğrenmenin en güçlü nedeni, bilinçaltı zihninizin neredeyse sınırsız olan potansiyeline erişim sağlamaktır. Böylece sorunları çözebilir, hedefler belirleyip bunlara ulaşabilir, yeni fikirler oluşturabilir, becerileri geliştirebilirsiniz. Tarih boyunca birçok sanatçı, yazar, besteci, mucit ve bilim insanı en büyük eserlerini kendi kendine hipnoz kullanarak yaratmıştır.”
Bunu tarihte birçok sanatçı, yazar, besteci, muhit ve bilim insanlarının deneyimleyip eserlerini hipnoz etkisinde yapmış olmaları çok ilgimi çekti. Hipnoz etkisinde meydana getirilen eserlerin niteliği merak ettirdi. Sözlükten faydalanacak okurlar olacaktır. Kapsamlı bir sözlük olmuş. Evde denemeyin dememiş, deneyebiliriz.
06.04.2024

Körler şehri, mimarlık öğrencisi karakterimizin bölümü ile alakasıyla başlıyor. Başlangıçta Bedii ve Musa isimleriyle iki karakter karşılıyor bizi. Karakterleri betimlemek yerine romana yayarak tanımamızı sağlıyor yazar. Karakter ve hikâyeler ilerledikçe artıyor. Başladıktan birkaç sayfa sonra her romanı okutan merak ögesi baş gösteriyor. Amcası ölürken son sözü “Ayn” oluyor ve karakter, “Ayn”ın ne olduğu aklına takılıyor, ipuçlarını takip etmeye başlıyor. Alegorik bir eser olduğunu anlamamız zaman almıyor, gizemi sevenler bu romanı keyifle okuyacaklardır. Geçit, kuyu, merdiven, aşağıdaki insanlar, yukarıdaki insanlar ve daha birçok alegorik unsur, Körler Şehri’nin unsurları. Ve bu şehirde her kapıdan bir macera çıkıyor. Nasıl bir şehir, felsefi mi fiziki mi? Birçok aforizması olan bu romanda beni oldukça çarpan cümleler oldu. İz sürmek hikâye doğurur. Romanı başarılı buldum. Olay ve karakterlerin kurgusu kusursuz.
02.04.2024

Eser, otizmli bir karakterin ilk çocukluğundan 10 yaşına kadarki yaşantısında onun gözünden onu anlamamızı sağlıyor. En baştan itibaren annesinin desteğini hisseden karakter, derinden minnet ve sevgi duyuyor. Endişe ve heyecan anlarında ise hissettiklerini içinde baloncukların patlaması olarak ifade ediyor. Duygu ne kadar yoğunsa o kadar çok baloncuk var ve bu dayanılmaz olabiliyor. O durumda ihtiyacı olan şey sessizlik ve yalnızlık. İnsanların ona güvenmesi haz veriyor. Bir de her çocuk tek ve biriciktir, bu yüzden ebeveynlerin onlara, “seninle gurur duyuyorum” demesinin çok özel hissettireceğini ve gurur vereceğini bir mesaj olarak okura iletiyor. Her çocukta keşfedilmeyi bekleyen bir yatkınlık vardır. Çevredeki insanların desteği ve teşviki ile yetenek ve yatkınlık bir başarıya dönüşebilir. Dönüşecektir. Çocuklara onlara güvendiğimizi ve özel olduklarını hissettirmemiz gerek. Bunu hissettiklerinde neler başardıklarını göreceksiniz. Mutlu biten bir kitap okuyoruz. İçimiz rahatlıyor.
02.04.2024

Eser, deneme ve şiirin iç içe olduğu bir tür olarak çıkıyor karşımıza. Daha çok “ben” problemini, kendi olmayı ele aldığı bu eser sorgulayıcı, umutla, sevgiyle başlayıp karamsarlığa dönüşen bir deneme- şiir. Nurgül İlhan, geçmişi sürekli gündeme getiren, geçmişi içinde bugüne taşıyan bir şair. Denemelerde kendini, geçmişi sorgulayışı ön planda. Şiirlerde çaresizlik, karamsarlık, umutsuzluk gibi duyguların yanında yeni dost bulmanın sevinci, saf sevgi gibi duygular da görüyoruz. Denemeler kadar ne hissettiğini olduğu gibi ifade etmese de şiirler, hisleri ima ediyor. Deneme ve şiirin sıcak bir karşılaşması olmuş. Bazen deneme ve şiirlerdeki duygular arka arkaya denk gelmiş. Mesela umuttan bahseden bir denemeyi umutlu bir şiir takip etmiş, sorgulayan bir denemeyi sorgulayan bir şiir. Bu bilinçli de yapılmış olabilir. Bilinçli ise güzel çalışma, değilse güzel tesadüf. Okuduktan sonra hangi ruh hâline büründünüz derseniz: Birini, bir şeyi… uzun zamandır bekliyormuşum gibi bir hâl bıraktı.
02.04.2024

Ergen Divanı, yazarın lise yıllarında ders sıralarında, farklı zamanlarda farklı yerlere yazdıklarından ve sonradan bir araya getirdiklerinden oluşuyor. Yazma yıl aralığı 1994-2000. Yıllar sonra eski defterleri karıştıran yazar ergenliği ile barışık olduğunu gösteriyor. Çoğumuz o dönemde yazdıklarımızı kimsenin okumasını istemediğimiz için yok ederiz. Yazar özellikle eline almış, yıllar önce yazdıklarını eleştirmiş, okura sunmuş. Bunu yapmasındaki amaçlarından biri çocukların, gençlerin bilhassa ergenlikte anlaşılmalarını, hoş görülmelerini, anlamlandırılmalarını ve sanatla yaratıcılıklarını keşfetmeleri yönünde teşvik edilmelerini, geleceğe umutla bakmalarını istemesidir. Sadece şiir değil hikâye de var içinde. Hikâyeleri daha başarılı bulduğumu söylemek isterim. Kendi yazdıklarını eleştirdiği kısımları da beğendim. Ve eski yazdıklarını görünür kılmasını cesurca buldum. Lise yıllarını şiirler okuyarak geçirdiğini de ifade ediyor, okuduğu şiirlerden etkilendiğini söylüyor yazar.