Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Seniha Safa Tarafından Yapılan Yorumlar

01.04.2024

Cesurca Özgürlüğe Doğru, yazarın kendi hayatımdan derlediği anılarıyla yoga yolculuğunda öğrendiklerini hayata geçirdiğini ve kendi yolculuğunu, iyileşme ve özgürleşme sürecini okurla paylaştığı eser. Kendi bastırdığı duyguların esiri olmaktan, kendini tanımakla ve kabul etmekle kurtuluyor. Bireyin kendisine şifa vermesi nasıl mümkün, kitaptan ilham alınabilir. Kabul etme, tanıma ve asıl kendimiz, yaşamda sergilediğimiz tavrın bir yansımasıdır. Bu yüzleşmeye cesaretle yaklaşıp, gereken çabayı gösterdiğimizde korkularımızla sağlıklı bir şekilde yüzleşebilir, onları anlar ve içimizde saf sevgi, şefkat ve cesaret oluşturabiliriz. Gen aktarımı ile bize kadar iyileşmesi gereken eğilimler gelebilir. Şiddet eğilimi bunlardan biridir. Fakat eğilimleri de eğitmek mümkündür. Bu eğilimi eğitip iyileştirilmiş bir davranışa dönüştürdüğümüzde yaşamımızda şiddete yer vermeyeceğimiz bir ilerleme imkânına sahip oluruz. Bizden önce var olana, öğretilere kulak vermemiz, onları duymamız gerekir.
28.03.2024

Amaringo, yalnızlık, sevip sevilmeme, düşüncelere dalıp çıkamama, karmaşa çerçevesinde yazılan şiirlerden oluşuyor. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde kendi şiirleri ikinci bölümde babasının 1994 tarihli şiirleri var. Babasının şiirlerinin çoğunluğunu askerlik zamanlarında yazılmış aşk şiirleri oluşturuyor. Kafiyeli ama heceyle yazılmamış şiirler. Kendi şiirlerinde aşk temasındakilerde sitem, kendisinin sevmesi, karşı tarafın bunu görmemesi ya da yazan kadar sevmemesi öne çıkıyor. Diğer şiirlerde, şiiri yazanın sık sık düşüncelere daldığını mısralarda da okuyoruz. Kendi kişiliği ve beğenileriyle ters düşmeyen şiirler yazmış.
En sıradan anlarda bile düşüncelere dalabilen bir insanın bunu birçok ifadeyle yansıtması oldukça normal. Yaşam düşüncelerden ibarettir diyen şair, yazdıklarını kendisinin değil düşüncelerinin yazdığını söylüyor.
25.03.2024

Kitap, her aya bir mektup olacak şekilde yazılmış tek taraflı mektuplar toplamı. Tek taraflı çünkü yazılan, “Sevgili Çocuk” diye hitap edilen biziz. Bizim yahut yazarın içindeki çocuk.
Yazarın zaman zaman geçmişe gittiğini, geçmişi hatırlarken bile mutlu olduğunu görüyoruz. Hatıraların zevkini ben de aldım okurken. Kendimi bir serin yaz akşamında, bana gelmiş mektupları okuyormuş gibi hissederek okudum. En hüzünlü anlarını yazarken bile çocuğa umuttan bahsetmesi çok etkileyici. Ben hüzünlüyüm, ben iyi değilim, ben yorgunum… Ama sen iyi ol… Kim kimi kendinden çok düşünür?
Okurken sanki yıllar öncesindeydim ve bir yayla evinin penceresinde akşam serinliğinde okudum bu içimdeki çocuğa yazılmış mektupları. Bitince şimdiki zamana geri döndüm. Bir eksikliği gideriyor bu mektuplar. İçimizdeki çocuğa büyümeyi değil yaşamayı öğretiyor. Cevabı olmayan ama arkası hiç kesilmesin isteyeceğiniz öğretiler sıralaması gibi. Sonda ek bir yazı var, öykü tadında. Ağızda hoş bir tat bırakan meyve gibi...
20.03.2024

Harun Muğla'nın "Lidya"sı, insan ruhunun derinliklerine inen bir hikâye. Eser, küçük bir Ege kasabasında başlayan ve hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşen bir karakterin yolculuğunu anlatıyor. Metin, umut ve pişmanlık gibi temaları işlerken, aynı zamanda kişisel yenilgiler ve başarısızlıkların insan üzerindeki etkisine odaklanıyor. Eserdeki dil ve üslup, karakterin iç dünyasını ve çevresindeki değişimleri yansıtmada etkili bir şekilde kullanılıyor. Tanıtım yazısından bir alıntıyla eseri tavsiye etmeyi okura bir borç bilirim: "Rüzgârın Kızı'na sorsan cesur bir şekilde tüm kalbiyle şöyle derdi: 'Hayat, ulaşamadıklarımız ve vazgeçtiklerimiz arasında bir yerde. Yaşamak, ulaşamadıklarımızın hayali ile vazgeçtiklerimizin pişmanlığını sırtlayabilmek bir ömür.'"
Eylül Deniz Kuyumcu'nun şiir kitabı, modern Türk şiirinin çeşitli yönlerini yansıtıyor ve bir ilk kitap için oldukça iyi şiirlere sahip. Kitaptan en çok beğendiğim üç şiir üzerine yorum yapmak isterim.

"Başlangıç" adlı şiirde, şairin kişisel duyguları ve içsel çatışmaları ön plandadır. Gözlerin güzelliği, bir mektup metaforu ile anlatılırken, bu ifade aynı zamanda şairin duygusal karmaşasını ve korkularını yenme arzusunu simgeliyor. Şiirin dili, duygusal yoğunluk ve içsel mücadeleyi vurgulayan imgelerle dolu.

"Manifesto" şiirinde ise şair, daha geniş bir toplumsal ve siyasi perspektif sunuyor. Bu şiirde, bireyin politik gerçeklik karşısındaki çaresizliği ve yabancılaşması işleniyor. Şair, mevcut durumun baskısını ve bunun kişisel özgürlüğe etkisini dile getiriyor.

"Günün En Güzel Saatleri" ise daha umutlu ve iyimser bir ton taşıyor. Bu şiirde, günlük yaşamın basit ama güzel anlarına odaklanılıyor. Gölge, duraklar ve ışık gibi imgeler, yaşamın güzelliklerini ve doğanın döngüsünü vurguluyor. Şiir, bir çocuğun uçurtmasını alıp kırlara koştuğu sahneyle heyecanı yükseltiyor ve şu dizelerle şairane bir final yaparak kalbimize dokunuyor: “Günün en güzel saatlerinde sen / Bil ki her günün şafağında / Ayrı bir güzelliğe açıyorsun.”

Eylül Deniz Kuyumcu'nun şahsi hislerini, toplumsal eleştirilerini ve yaşamın güzelliklerini ustalıkla işleyerek okuyucuya derin ve çok katmanlı bir deneyim sunduğunu söylemek mümkün.