E-Dergi

artık murakami'nin tarzını anlamaya başladım. basit, akıcı bir dil ve bunun tersine derinlikli, bol metaforlu, bol bol düşündüren olaylar. Kitabın sonunda bütün olaylar çözüme kavuşmuyor fakat Murakami tekrardan yapılan okumalarda taşların yerli yerine oturacağını söylemiş. Konu, Oedipus kompleksinden esitniler taşıyor ve geleneksel Japon hikayeleri de romandaki olayları anlamak için çok şey anlatıyor. Kedilerin konuşması da ayrı bir güzellik katmış kitaba. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

kitapta yoğun bir yalnızlık duygusu var ve bu okuyucuya da geçiyor. Bir günde okuduğum, son derece sürükleyici bir kitap. Yalın biri dili var ve insanı sıkmıyor. Açıkçası konusunu da güzel buldum. Haciri'nin çocukluk aşkı Şimamoto'yla iletişimleri koptuktan sonra onsuz geçen zamanlarını, bulma çabalarını , her an onu düşünmesini ve bu arada hayatına nasıl bir yön verdiğini anlatıyor. Buruk bir aşk hikayesi. Benim için tek kötü kitabın sonunun çok havada kalmış olması.

para ve zaman kaybı.roman bile diyemiyorum.bölük pörçük anlatılar var sadece.müslüman bir kadının melissa p. tarzında cinsel maceralarını okumayı umuyordum.beklentilerin çok altında bir kitap.

'demek ki başkalarında da böyle takıntılar varmış' diye düşündüren,farkına varmadığınız takıntıları görmenizi sağlayan çok eğlenceli bir kitap.bazı yerlerde gülmekten okuyamadım.

iki roman da çok güzeldi.özellikle abel sanchez'in beni benden aldığını söylemeliyim.çok değişik bir konusu var.bir insanın kiniyle yaşamaya çalışması,onunla hesaplaşması çok güzel anlatılmış.sadece kin değil,kıskançlık,tutku ve aşk da anlatılmış.tula teyze'de ise olay sonlara doğru anlam kazanıyor.doğuştan anne olan bir kadının fedakarlık öyküsü diyebilirim.