E-Dergi

Ali Teoman, şüphe, kasvet, yalnızlık ve suçluluk duygusunun farklı tonlardaki gölgeleriyle kararmış bir gökyüzünü kitabın içinde yer alan kısa ve minimal hikâyeleri eşliğinde büyük bir titizlikle ve sıra dışı anlatımıyla umut kıvılcımlarıyla adeta gökyüzünü aydınlatır gibi okuyucusuna anlatırken, bana hikâyelerini okurken hayata karşı büyülenme, şaşkınlık ve tiksinti duyguları arasında gidip gelmeme neden oldu.
Ali Teoman yalnızca hayallerde bile olsa hikâyeleriyle, insanın kendini özdeşleştirebileceği daha sıcak ve daha güzel bir varoluş vizyonu yaratıyor.

Diğer insanlardan izole edilmiş, tek tip insanların yaşadığı, tarihin tüm izlerinin silinip hükumetin izin verdiği kadarıyla baştan yazıldığı bir ülkede, genç bir kızın Vatan dışında da hayat olduğunu düşünmesi ve umuda sarılmasını konu alan distopik bir kitap. Ancak hemen belirtmek lazım, distopik kitaplara aşina insanlar için vasat daha önce bu türle tanışmamışlar için başarılı sayılır. Peki siz olsanız özgürlüğünüz için nelerden vazgeçerdiniz?

Daha öncede bu kadar yüreğe dokunacak kitaplar okumuştum ama bu kitap beni derinden sarstı. Son sayfalarında gözlerimden yaşların akmasına engel olamadım. Kesinlikle okunmasını tavsiye ediyorum. Hayatın, yaşamanın değerini bir kez daha anlıyor ve sevginin ne kadar kudretli bir şey olduğunu görüyorsunuz.

EDEBİYAT AŞK ÜÇGENLERİNİ SEVER... (Kitaptan) Açlık Oyunları hayranları için güzel bir çalışma olmuş.

Bir günde okuyabileceğiniz ancak anlayamayacağınız bir kitap. İçerisinde sizi gerçekten rahatsız edebilecek yerler var. Kim ne olay ne gerçekten anlaşılmıyor dili çok kötü. Anlatılmak istenenle anlatılan gerçekten birbirini tutmuyor. Yerinde argo her zaman iyidir ama kitabin tamamı bundan ibaret.