Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625

E-Dergi

Neslihan Ünsal

Sosyolog ve editörüm. Geniş bir yelpazede kitap okumaktan hoşlansam da özellikle dünya edebiyatına ve klasik müziğe ilgiliyim. Kitapları yazılmış olduğu bağlamı göz önünde bulundurarak değerlendirmenin doğru olduğuna inanıyorum ve bunu yapmaya çalışıyorum. Tüm değerlendirmelerimi üslubu, kurguyu, yapıyı, anlatımı dikkate alarak yapmaya gayret gösteriyorum.

Neslihan Ünsal Tarafından Yapılan Yorumlar

J.K. Rowling’in kaleme aldığı “Harry Potter ve Felsefe Taşı”, milyonlarca okuru etkileyen edebî serüvenin ilk adımıdır. Bu kitap, hem hayal gücüyle hem de alt metinleriyle okuru içine dahil eden zengin bir dünyanın kapılarını aralar. Sihir, dostluk, cesaret ve aidiyet gibi evrensel temalar, sade ve etkileyici bir dille işlenir. Okur, daha ilk sayfalardan itibaren alışılmış dünyanın dışına taşar ve bambaşka bir gerçekliğin içine adım atar. Kitabın en çarpıcı yönlerinden biri, yazarın kurguladığı büyücü dünyasının detaylı ve tutarlı yapısıdır. Rowling’in hayal gücü; karakterlerden mekânlara, okul sisteminden büyü kurallarına kadar incelikle örülmüş bir evren yaratmıştır. Okur, sanki gerçekten var olan bir dünyanın penceresinden bakıyormuş hissine kapılır. Bu başarı, yalnızca olay örgüsünden değil; yazarın dili kullanmadaki ustalığından, atmosfer yaratma yeteneğinden ve karakterlerinin psikolojik derinliğinden kaynaklanır.

Başkahramanın bakış açısıyla sunulan bu anlatı, çocukların gözünden adaleti, cesareti, yalnızlığı ve arkadaşlığı sorgulama fırsatı verir. Yazar, karakterler aracılığıyla çocukluk döneminin evrensel duygularını yansıtırken, okuru eğlendirmenin yanında düşündürmeyi de başarır. Zorbalık, dışlanmışlık, farklılık ve kabul görme arzusu gibi konular ustalıkla satır aralarında işlenmiştir. Her yaştan okurun kitaba bağlanabilmesini sağlayan önemli etkenlerden biri de karakterlerin gerçekçiliğidir. Her biri özgün niteliklerle donatılmış karakterler, yalnızca iyi-kötü ayrımıyla değil, karmaşık içsel çatışmalarıyla da dikkat çeker. Bu da onları karikatür olmaktan çıkarıp canlı ve inandırıcı bireyler hâline getirir. Ana karakterin büyüme ve öğrenme süreci, birçok genç okur için aynı zamanda bir özdeşleşme alanı oluşturur. Yalnızca bir "büyücülük okulu" teması değil; aynı zamanda aile, aidiyet ve kimlik üzerine de kurulu bir anlatı söz konusudur. Kahramanımızın büyüme yolculuğu, fiziksel bir değişim kadar içsel bir uyanışı da içerir. Bu yönüyle “Harry Potter ve Felsefe Taşı”, fantastik bir macera sunarken aynı zamanda derinlikli bir gelişim romanı olmayı da başarır. Yazarın mizah anlayışı da kitabın değerini artıran bir unsurdur.

Okul yaşamı, sınavlar, arkadaşlık ilişkileri ve gizemli olaylar üzerinden ilerleyen kurgu; merakı sürekli canlı tutar. Kitapta birçok sır vardır ama yazar bu sırları açık etmeye acele etmez. Okur, karakterlerle birlikte öğrenir, birlikte şaşırır. Bu yapı, kitabın temposunu başarılı biçimde dengeler. Serinin ilk kitabı olmasına rağmen Felsefe Taşı, başlı başına anlamlı ve okuma zevki yaşatan bir yapıdadır. Bu ilk eser, sağlam temelleriyle serinin bütününe rehberlik eder. Kurgusal dünyanın kuralları, karakterlerin geçmişleri ve ilişkilerinin temelleri bu kitapta atılır.

“Harry Potter ve Felsefe Taşı”, yalnızca fantastik edebiyat sevenler için değil, iyi kurgulanmış bir hikâyeye açık olan herkes için etkileyici başlangıçtır. Neşeli anlarla hüzünlü duygular, gizemle mizah, dostlukla mücadele aynı anda var olur. Bu da kitabı yıllar boyu okunmaya ve üzerine düşünülmeye değer bir eser hâline getirir.

Sonuç olarak; Felsefe Taşı, yalnızca bir hikâyenin başlangıcı değil, aynı zamanda bambaşka bir okuma deneyiminin davetiyesidir. İçindeki sihri sadece asalar ya da büyüler değil, anlatılan duygular ve kurulan bağlar da oluşturur. Okura sadece başka bir dünyanın kapısını açmakla kalmaz, aynı zamanda kendi iç dünyasını da yeniden keşfetme fırsatı sunar.
Charles Edward Yate’in Afgan Türkistanı’nda Rus-İngiliz Rekabeti adlı kitabı, ilk bakışta tarih ya da siyaset bilimiyle profesyonel olarak ilgilenenlere hitap ediyor gibi görünse de, aslında dikkatli bir okurun elinde zamanlar ötesine seslenen çok katmanlı bir anlatıya dönüşüyor. Kitap, 1880’lerde Rusya ve İngiltere’nin Orta Asya üzerindeki nüfuz mücadelesi sırasında görev yapan Yate’in sınır komisyonu sürecinde yazdığı mektuplardan oluşuyor. Ama bu mektuplar kuru ve resmî değil; tam tersine hem gözlem gücü yüksek hem de neredeyse edebi bir anlatımla örülmüş.

Yate, Afganistan’ın kuzeyinden, Türkistan sınırındaki dağlardan, ovalardan ve insanlardan söz ederken, sadece harita çizen bir görevli değil, bulunduğu coğrafyayı anlamaya çalışan bir anlatıcı gibi davranıyor. Yerel halkların yaşamları, aşiret ilişkileri, kıtlık ve yoksullukla başa çıkma biçimleri, hatta yolculuklardaki küçük detaylar bile mektuplarda yer buluyor. Bazen bir tabiat tasviriyle, bazen bir köyde yaşadığı küçük bir olayla insanı tarihin soğuk yüzünden çıkarıp hayatın içinden bir kesite götürüyor.

Bu kitap sadece tarihi olayları öğrenmek için değil, aynı zamanda geçmişte bir insanın gözünden bugünün sınırlarının nasıl şekillendiğini anlamak için de okunabilir. “Büyük Oyun” denen emperyal rekabetin, haritada ince bir çizgiyle bitmediği; kültürlere, halklara ve hayatlara nasıl dokunduğu edebi bir dille anlatılmış. Meraklısı için yavaş okunması gereken ama çok şey anlatan bir kitap. Resul Şahsi'nin çevirisi de kitabın okunma zevkini yükselten bir diğer etken.
19.11.2024

Tüm zamanların en güzel aşk romanlarından. Betimlemeleri ve anlatımıyla hayatta ara ara bu kitabın aklımıza gelmesini sağlıyor. Yayınevinin diğer kitapları da okunası...
19.11.2024

Rusya'yı özellikle akademik olarak çalışanlara, çalışmak isteyenlere çok faydalı bir kaynak kitap. Çeviri de güzel ayrıca.
18.02.2021

Mükemmel bir çeviri. Harika bir kaynak. Çevirmeni de yayınevini de ayrı ayrı tebrik ederim.