E-Dergi

Balzac’ın toplumsal sınıfın etkilerinin ve bireysel arzuların arasındaki çatışmayı derinlemesine sorguladığı ve insanın toplum içindeki yerini aramasını anlattığı, derin betimlemelerin ve uzun cümlelerin olduğu, dram ve trajedi dolu bir eseri. Yarım kalan aşklar, gerçekleşmeyen hayaller, fedakârlıklar, arzular… Zıtlıkların ve bağlılıkların anlatıldığı bir eser…

Edebiyatımızdaki ilk edebi roman olan İntibah’ı Namık Kemal Magosa’da sürgündeyken yazdığında romana ilk olarak “Son Pişmanlık” adını vermiş olsa da o dönemde yapılan denetimlerden dolayı kitap kısmen sansür yiyip adı “İntibah” olarak değiştirilmiştir. Kitapta her bölüm başında beyitler vardır. Ali Bey’in Mahpeyker’e aşık olmasıyla olaylar başlar. Ancak Mahpeyker Ali Bey’e uygun bir kadın olmadığı için ona çok zarar vermiştir. Ali Bey bunu fark edene kadar iş işten geçmiştir. Yazar karakterlileri sadece gözlemci gibi değil onların duygu ve düşüncelerini bildiği bir anlatım biçimi ile anlatmıştır.

Sabahattin Ali’nin belli bir zamana ait olmayan yani zamansız eserlerinden biridir. Çünkü masal ve öykülerinde yaptığı değerlendirmeler günümüzde de rastlayabileceğimiz türden değerlendirmelerdir. Dönemin ekonomi ve siyasetini, özellikle yoksulluğun getirdiği toplumun ihtiyaçları sorunlarını ele alarak o günden bu güne ayna tutmuş gibi.

Samipaşazade Sezai’nin roman türündeki tek eseri olan Sergüzeşt sansür yoğunluğunun olduğu bir dönemde çıkardığı eserdir. Anlatımında uzun betimlemelere yer verdiği kitapta eski dönemde yaşanan zulümlere ayna tutmaya çalışmıştır. Dilber adındaki esir genç kızın köle olarak alınıp satılmasıyla başlayan hayatının yaşadığı aşk ile nasıl devam ettiğini anlatan bir eserdir.

Atatürk’ün okul müfredatına konulmasını istemesi ve okunmasını önerdiği bir kitap. Finlandiya bitik bir haldeyken halkının her kesimindeki insanının el ele verip, başta eğitim olmak üzere bir çok alandaki değişimi canı gönülden gerçekleştirerek yeni bir Finlandiya’yı nasıl inşa ettiklerini anlatıyor.