E-Dergi

Bu kitabı almayan Türkçe öğretmeni kaldı mı? Sınav sürecinde Halit Karatay'ın Okuma Eğitimi kitabı ile buna başvurdum. Hocalarımın eline sağlık.

Yazarın bir öğüdü var. Haritaları bilmeliymişiz. Bu öğüdü dikkate alınca yaşadığım şehrin haritasını bile bilmediğimi fark ettim, ihtiyaç duymamışım. Bu bakımdan farklı bir bakış açısı kazandırdı. Ayrıca seyahat ederken nasıl bakmam gerektiğini öğretti. Şunu söylemeliyim ki kitapta ülkelerle ilgili çok detay yer almıyor. Hikâyecikler var, şaşırtan, gezmek için kapı aralayan... Ana fikir var yani. Detaya boğulmuş bir kitap değil. Yazarın kalemine, en çok da yüreğine sağlık. İlmi daim olsun. O yazsın, biz okuyalım. Sırada diğer kitapları var inşallah.

Aldatanın yarı yolda kalmasını hatta yaptığı hataların yüküyle yola devam etmekten vazgeçmesini ne de güzel anlatmış. Romana sade bir kurgu olarak bakmamak lazım. Kişilerin ve ait oldukları toplumun yansımasıdır özelde.

Kitabın ilk sayfalarında yazarın semavi din mensubu olması sebebiyle bizim de inancımızdaki değerleri yansıttığı minvalinde birkaç söz söylenmiş. Esere bunu okumakla başladım, yani olumlu bir kabulle. Hakikaten dedikleri gibi Tolstoy yazdığı hikâyelerle değerlerimizi, güzel ahlâkı yansıtıyor. Ben çok sevdim. Çocuk okursa güzel ahlâklı olmanın niçin gerektiğini kavrar; yetişkin okursa ahlâkını sorgular, güzelleştirmek için çabalar. Hazmederek okuyunuz.

Bardağa dolu tarafından bakma kitabı. Modern zamanlarda, umudun kaybolmaya başladığı bu çağda özellikle yetişkinlerin okuması lazım. Çocuk kitabı deyip okumadan geçmemeliyiz. Ne güzel bir eser... Yaşasın ümitvar olmak.