E-Dergi

Kitabı okurken herhangi bir Behzat Ç bölümü izliyormuşum gibi hissettim. Karakterleri kafamda Behzat Ç oyuncularıyla kodladım nedense. Birbirlerine benzer yönleri vardı bence.
Okuyan herkes gibi ben de “yazarın dili akıcı ve sadeydi” diye düşünüyorum. Daha önce 1-2 tane Türk polisiye kitabı okumuştum. Bu kitap en iyilerinden biri.
Tek olumsuz düşüncem arada sıkıcı kısımların olmasıydı. Buna gerek var mıydı? diye düşünüp bazı sayfaları hızlı hızlı okudum... Ama başlangıç ve final olarak gayet heyecanı fazlasıyla olan bir kitaptı.

Kitabın kapağını çok beğendim öncelikle. Kapağına da aldanarak fantastik bir hikaye okuyacağımı düşündüm ama aksine Bari’nin hayatı o kadar gerçek ve yaralayıcıydı ki... Baştan sona çok zor bir hayatın içinde doğup büyüyen ve savaşan bir kadındı Bari. Hep kendi ayaklarının üstünde durmayı başarabildi. Güçlü bir kadının hikayesi bu.
Kuzey Kore’deki savaş, açlık, mültecilik, insan kaçakçılığı ve Bari’nin insanlara dokunarak onların geçmişini görebilmesini sağlayan özel gücü...
Beğenerek okuduğum bir kitaptı. Beğenmediğim tek kısım İngiltere’deki olayların daha az ilgimi çekmesi oldu. Ondan önceki kısımları daha merakla okumuştum.

Yaşamak telaşı... Dram üstüne dram. Daha ne kadar kötü olabilir ki diye düşünüp daha da kötüsünü yaşadı Fugui.
İlk başlarda çok sinirlendim Fugui’nin sorumsuz hallerine. Karısına olan saygısızlığını okurken sinirlenmeden edemedim. Her derdini çeken ailesine ve karısına karşı fazlasıyla nankördü. Çok kötü bir adam çok kötü yaşamayı hak ediyor bence ama Fugui hatalarından ders almasını bildi yaşadıkça. Daha sonraları yaşamanın ne demek olduğunu derinden hissetti.
Çin Devrimi, Mao, Komünizm gibi dönemin siyasi olaylarına da sıkça değinmiş yazar. Özellikle açlığın ve kıtlığın yaşandığı o dönemler çok güzel anlatılmış. Uzak doğu ülkelerine merakım zaten olduğu için kitabın yanı sıra Çin’in o dönemdeki siyasi olaylarını okumuş olmak da keyif vericiydi.

Okumaya başladıktan sonra aydınlanma yaşayıp “ya ben bunu bir yerden hatırlıyorum ama” diye düşünürken yıllar önce filmini izlediğimi hatırladım. Kitty’nin ihanetini savunması hatta kimi zaman Walter’ı suçlaması çok anlamsız geldi. Ama Walter’ın bu ihanet karşısındaki tavrı ders verir nitelikteydi. Kitabı beğendim. Aldatan birinin hikayesini okumak farklıydı. Kitty’nin iç hesaplaşmalarını, ihanetine olan bakış açısını, Walter’ı suçlamasını ve kimi zaman onu anlayabilmesini okurken onunla sohbet ediyormuş gibi hissettim. Su gibi aktı gitti.

Bu kitabı çok beğendiğimi söyleyemem. Aksiyon-gerilim olarak göremedim birkaç bölüm dışında. Genel olarak bir seri katilin sisteme ve çevresindeki yozlaşmış insanlara karşı olan siteminden, düşüncelerinden bahsetmiş yazar. Kitabın ilk sayfalarını okurken su gibi akıp gitmesini istiyorum hep Genelde ilk 50 sayfayı çabucak okuduysam o kitabı kesin severek bitiriyorum. Bu kitapta öyle olmadı maalesef. Sıkılarak başladım, bitirmek için bitirdim.