E-Dergi

Okay Tiryakioğlu'nun okuduğum ilk kitabı ve gerçekten dili çok sürükleyici. Bir padişahı insani yönleriyle anlatabilmiş. Savaşmanın ve bir padişah olarak sorumluluk almanın ne demek olduğunu çok güzel gözler önüne seren bir kitap. Tarihi roman sevenlere kesinlikle tavsiye ediyorum.

Kelimelerin nerden geldiğine ilgi duyuyorsanız bu kitabı çok seveceksiniz. Daha önce bu tür bir kitap okumuştum, ama anlatımı çok tek düzeydi. Bu kelime şuradan, o kelime buradan gibi anlatıyordu. Aklımda hiç bir şey kalmadı.
Bu kitap hiç öyle değil. Anlatımı çok güzel ve içindeki karikatürler de okuduklarınızın aklınızda kalmasına yardımcı oluyor. Genel kültürü de çok geliştirdiğine inanıyorum.

Seyahatname sevenler için bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum. 20. yüzyılın başlarında yazar çoğunlukla Uzak Doğu seyahatlerini anlatıyor. Kitabın büyük bir kısmı Japonya ile ilgili ama, Rusya, Çin, Kore, Hindistan ve o dönem Osmanlı toprağı olan Arap yarımadası ile ilgili çok şey öğreniyorsunuz. O dönemin dini ve siyasi olayları bugünü nasıl şekillendirmiş görüyorsunuz. En çok şaşırdığım kısım Kore'nin o zamanlardaki ve bugünkü halinin çok farklı olması. Tarihi birinci el kaynaktan öğrenmek gerçekten çok farklı ve çok daha etkili oluyor.

Bu kitabı okuduktan sonra gerçekten sahip olduğunuz her şeye şükrediyorsunuz. Kaybedebileceğimiz öyle şeyler varmış ki, düşündükçe hayret ediyorsunuz. Hiç duymadığınız türden hastalıkları okumak insanı düşündürüyor. Yazar gerçekten hastalarını çok güzel anlatıyor. Bazı tıbbi terimlere rağmen, hiç sıkmayan ve akıcı bir kitap.

Amin Maalouf'un Afrikalı Leo'dan sonra okuduğum ikinci kitabı. Yazar gerçekten tarihi roman konusunda uzman diyebilirim. İnsanı, anlattığı konularda daha çok araştırma yapıp öğrenmeye yönlendiriyor. Dili de o kadar akıcı ki kitap bitmeden elinizden bırakamıyorsunuz.