Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
Enes Akkuş Tarafından Yapılan Yorumlar
Yazarın ilk kitabı. Birçoklarının alışılmış polisiye tarzından oldukça farklı. Karakteri oldukça başarılı yaşatan, karakterin hislerini, karar verme sürecini, yaptıklarını okuyucuya oldukça başarılı bir şekilde geçiren bir kitap. Bir süreliğine karakter gibi düşünmek ve onun yaşamına karışmak isteyenler için oldukça doğru bir seçim olacaktır bu kitabı okumak.
Zannediyorum yazarın tarzı insanın içindeki kötücül kısma hitap etmek ve orayı anlatmak. Yaşamına aniden karışmasını, her şeyi bir anda farklı gözle değerlendirmeye ve adeta başka biri olmaya sebep olmasını anlatıyor ve bunun öyle çok uzun bir zaman sürecinde değil de aniden oluvermesini, insanın bununla mücadelesinin çaresiz, en iyi ihtimalle güdük hallerini anlatıyor.
Ben oldukça başarılı buldum, öneririm.
Ismarlama yazılmış tadımlık bir Mo Yan kitabı diyebiliriz. Zamanında bir yayıncının Çin hakkındaki büyük değişimi anlatan bir eserin yazar tarafından yazılması dileği ve ısrarını yazara açıklaması sonrası yazar yazmaya ilkin endişeli bakmış ve böyle bir eser yazmayacağını belirtmiş lakin yayıncının ikinci bir ısrarı ve yazara dilediği gibi yazabileceğini hatırlatması üzerine yazar işe girişerek otobiyografik tarihi anı kitabı tadında bir eser ortaya çıkartmış. İçerisinde oldukça ilgi çekici detayları da barındıran, oldukça samimi ve yalın bir anlatım içeren güzel bir kitap olmuş. Çin hakkında büyük değişimleri konu alıyor mu bilemiyorum ama bazı değişimleri anlattığı kesin. Zaten neler değişmiyor ki yaşadıkça, zaman geçtikçe..
Gabriel Garcia Marquez bu eseri işe yaramaz, yırtın atın dedikten kısa bir süre sonra hayata gözlerini yummuş. Kendisi kendi yazdığı eserin güdük olduğunu düşünmüş. Yakınları ise ilk başta eserin saklı kalması fikrine uyum gösterse de sonraları kitabı yeniden değerlendirip yayınlanmaya mecbur görmüşler. Babalarının son günlerinde aklının gidip geldiğini bilmeleri ve bu kitabın işe yaramayacağı düşüncesinin de aklının gittiği bir sürece denk geldiğini düşünmeleri de kitabı yayınlamaları konusunda kendi vicdanlarını rahata erdirme bahaneleri olmuş. Biz de böylelikle yazarın bir eserini daha okuyabilme fırsatı edinmiş olduk.
Açıkçası bu eseri yayınlamak yahut okumak yazara bir ihanet midir bilemedim lakin yine de merakıma yenik düşerek bir çırpıda, hızlıca, belki de yazara bu sayede yakalanmayacağımı sanarak okuyuverdim. Pişman olduğumu da söyleyemem. Zira kısacık bir öykü olmasına rağmen etkileyici olduğunu düşünüyorum. Siz de yazara yakalanmadan hızlıca okuyabilirsiniz bence :)
John Fante bana hep Bukowski'yi andırırdı. Yahut Bukowski bana hep John Fante'yi andırırdı. İkisinin de tarzının da yaşamının da çok benzer olduğunu düşünürdüm hep.
Sonra bu kitabı okuduktan sonra farklarının dikkate değer olduğunu düşündüm.
Toza Sor kitabında ana karakter kendi dünyasının bir kısmını anlatırken duygusallığını ve bunun kendisini nasıl etkilediğini, bazen aldığı kararların ve bu kararlar neticesinde yaptıklarının pişmanlık uyandırıcı olduğunu sıklıkla sezdirir bize. Ana karakter Bandini, büyük bir yazar olmak istemekte ve bundan daha fazla istediği hiçbir şey olmamakta olan, idarelik şartlarda yaşayabilen, eline geçeni çoğunlukla ahmakça harcayan tez canlı bir adam. Aşık mı takıntılı mı yoksa kendi de tam olarak ne olduğunu bilmiyor mu bilmiyorum. Okuyarak siz de kendiniz kişisel görüşlerinizi oluşturun derim. Büyük beklentilerle okumamanızı da rica ederim.
Zülfü Livaneli'den yüreğe işleyen öyküler! Özellikle bazı öyküleri çocuklara daha fazla eğilmiş, çocukların dünyasına dair bir şeyler anlatma telaşında. Okumanızı dilerim.