E-Dergi

Yoğun ve bir kısmına kadar oldukça yorucu, neredeyse yarım bırakmaya varacak derecede içimi sıkan lakin okumaya devam edince en azından bir macera öyküsü okumuş olmamla avunmuş olduğum, pek derin mesajlar alamadığım bir kitap oldu. Bazı konular hakkında fazla ilgi ve bilgi gerektiren bir kitap olduğundan zorlandığımı düşünüyorum, zira benim bu bazı alanlar hakkında pek ilgim de bilgim de yoktu. Cehennem hakkında yazanlar, mitler hakkında daha çok kulak dolgunluğu olanların okuması daha büyük keyif verebilir.

Öykü kitabı okumak bambaşka dünyalar arasında biraz hızlı bir şekilde gezinmek gibi bir his. Kurt Vonnegut öyküleri okumak ise dünyadan tamamen kopmamayı ama bunu çaresizlik nedeniyle gerçekleştirmeyi anlatıyor, size biraz da rahatsızlık verecek şeyler hissetmeyi vaat ediyor gibi geldi bana. Bazı öykülerinde zorlansam da genel itibariyle keyif veren bir okuma deneyimi olduğunu söyleyebilirim.

Mustafa Kemal Atatürk bakışından, onun son anlarında zihninde geçmişe dair, özellikle çocukluğu ve ilkgençliği zamanlarında yaşadıklarını hatırlaması ve bize aktarması şeklinde ilerleyen bir eser yazmış Ayşe Kulin. Atatürk bir nevi yaşadığı hayatın bazı kısımlarını dimağında yeniden canlandırıp anıyor. Kıymet verdiği birçok şeye dair ciddi söylemlerde bulunuyor. Ve sürekli aklında olan bir mevzuyu da dile getiriyor sıklıkla ; Hatay meselesi..

Son günleri yahut son anlarında gerçekten böyle şeyleri düşündü mü yahut düşündüyse detayları tam olarak böyle miydi tam olarak bilemesem de eseri, bakış açısını, anlatmak istediğini düşündüğüm şeyi sevdim. Okuması zor olmayan, çoğu anlatılan şey hakkında belki bir iki şey bile olsa bilgimiz olan bir anlatı. Bazı yerlerini okurken teyit etme isteği duyabilirsiniz, kitabı okurken lütfen türünün roman olduğunu ve size saf gerçeği sunduğunu vaat etmediğini biliniz

İnsanın aklına meselenin ne olduğu sorusu yaşamı boyunca sık sık gelebilir. Yazarın çıkış noktasının da yaşamın amacı ve biçimi, yaşamdaki temel meseleler vb konularının olduğunu düşünüyorum. Yazar ile konuşma fırsatımız artık olmadığından bunu bilemeyiz lakin yaşamını mercek altına aldığımız bir karakterin ve etrafındaki birkaç karakterin kendi öz coğrafyaları dışındaki bir yerde bir ideal(?) uğruna edindikleri ve devam ettirmeye çalıştıkları görevleri ve bunlar nedenli peşlerinden sürükledikleri bazı insanları anlatım şekline bakınca kitabın sanki bir mevzu neydi sorusunu fısıldadığını duyuyoruz. Sanki mevcut yaşamlarını sürdürebilmeleri için birçok olaya, duyguya karşı verilen tepkilerini iyice bir düzenlemesi gereken, düzenlemeye çalışan ve bunu başaramayıp pes eden, arayış ve kaçış noktaları arayan, bir çeşit buhran ve nevroz haline sürüklenen rengi solmuş hayatlar ve bu hayatların içinde bulunduğu dünya anlatılmış. Tavsiye ederim.

Oldukça başarılı bulduğum bir polisiye roman, insanın iç dünyasını, kötücül hallerini, bir anda kötüleşebilmesini ve çaresizliğini anlatıyor ve daha birçok şey anlatıyor tabi. Artık herhangi bir sahafta bile bulunması çok zor olan bu baskısının yeni basımlar ile içerik olarak herhangi bir farkının olmadığını söyleyebilirim. Siz bulduğunuz baskısını gönül rahatlığıyla temin edip okuyabilirsiniz