Toplam yorum: 3.086.814
Bu ayki yorum: 6.501

E-Dergi

cemalsurgun Tarafından Yapılan Yorumlar

23.08.2009

Oldukça faydalı bir eser. Titiz, samimi bir çalışmanın mahsülü. Bilhassa Abdulhamid Han ile Efgani arasındaki münasebeti çok güzel ifade etmiş. İsmet Bozdağ'ın Abdulhamid'in Hatıraları adlı eserinin Bardakçı'nın dediği gibi (Hayal ürünü) olduğuna biraz daha ikna oldum. Zira Abdulhamid'in Efgani'yi hedef alan (sözde) hatırasında, aralarındaki ilişkileri düşününce, tutarsızlıkların olduğu muhakkak. Konuyla ilgilenenlerin okuması gereken bir kitap.
18.08.2009

Dostoyevski'nin edebi hülasası diyebiliriz, bu öykü için. Kemiyette dar bir hacimde olmasına karşılık keyfiyette Dstoyevski'nin bütün becerilerinin, tahlil ve terkip cephelerinin özeti mahiyetinde.
15.08.2009

Nurettin Hoca, Mustafa Şekip ile birlikte Bergson'u bir düşünüre adamına yakışacak keyfiyette idrak etmiştir. Bu kitapta Bergson'un muhtelif eserlerindeki fikirleri hülasalandırılmış, güzel ve yararlı bir terkip olmuş.
13.08.2009

Şimdi burada Soner Yalçın'ın bu kitabında tespit ettiğim bir kaç hatalı noktayı beyan edeceğim. Esasında, kitaptaki bilgi hatalarının tek başlarına bir önemleri yoktur. Mesele, Soner Yalçın'ın da içinde bulunduğu (araştırmacı gazeteci) ünvanlı yazarların zayıflıklarını, fikir planındaki acizliklerini görebilmektir. Bunlar, herhangi bir çalışmayı eserleştirme yolunu tuttukları zaman, umumiyetle şöyle bir metodu takip ederler. Kafalarında, ispat etmek için azmettikleri bir insiyaki fikir vardır. Bu, genellikle (komplo) olarak vasıflanabilecek, insanların yüreklerini ağızlarına getirme sanatıdır. Bu (ham) fikri destekleyecek kimi delillerin peşine düşerler. Bunların ehemmiyetleri, doğrulukları, yanlışlıkları, sonra düşünülecek iştir. Bu (araştırmacı gazeteci) ünvanlı düşünce katillerinin yaptıları tek iş, bir şey ile başka bir şey arasında, suni de olsa bir bağ kurmak. Sonra, kurdukları bu bağı, bir düşünce sinirine bağlamak... Ardından bu bağları, doğrulukları, yanlışlıkları belli olmayan (münasebet) hatlarını bir yargıya ulaştırmaya çalışmak... Farkettiğseniz, meselelerin tek tek içine inme gibi, asgari bir fikir ameliyesi yoktur, sadece, ana fikri heceleyen bağımsız unsurları (elde bir) sayma kolaycılığı vardır... Örneğin, kitapta Bediüzzaman'ın cifir ilmine dair bir kaç not düşülmüş. Ama cifirin özünün ne olduğuna, daha önemlisi Bediüzzaman'ın onu kullanma amacına dair, en küçük bir bilgi verilmiş mi? Elbette hayır... Bu adamlar, meselelerin, fikirlerin mahiyetlerine yabancıdırlar. Çünkü ne ilim adamlarıdırlar, ne de düşünce... Sadece, şunla bunun arasında bir münasebet oluşturma, sonra şunu bunla bağlantılı gösterme, ve ardından da şunu bununla karalama ameliyesini yürütürler... Kitaplarındaki tarih ve isim kalabalığının tek müessiri budur. Okunmaları tamamen vakit kaybıdır, daha mühimi, yanlış fikirler edinme riskidir...

10.08.2009

Güzel, kaliteli bir terkip... Düşünce adamlarının eserlerini tercüme etmek, onları ana istikametlerinden saptırmadan, harici fikirlerin taarruzuna maruz bırakmadan, olanca saflığıyla okuyucuya sunmak, çok mühim bir iştir, belki tercüme sanatının en zirve işlerinden biridir... Ali Osman hoca, bu nazenin noktalara dikkat etmekle birlikte, Bergson felsefesinin en mahrem ve en saf noktalarını heceleyebilmiş, en azından ana unsurlarının mahiyetlerine ermiş gözüküyor... Zira (süre) odağında, oldukça derin bir sistemden müteşekkil bu felsefeyi idrak etmek ve diğer şuurlara takdim etmek, zor bir iştir... Batı felsefesini anlamak isteyen adam Bergson'u okumamışsa, çok büyük bir eksikliktedir. Bergson, batı düşüncesinin kemal noktasıdır.