Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625

E-Dergi

yeler66 Tarafından Yapılan Yorumlar

27.10.2025

Yazar ikilisi yine klasik tarzlarını konuşturmuş: akıcı dil, bol diyalog, bol kimya!

Tatlı, eğlenceli ve “iyi hissettiren” bir romantik hikâye

Bol esprili, bol kimya!
Okurken yüzünüzde gülümseme garanti!
Hafif, sıcak ve tam iyi hissettiren bir roman Bazı yerleri tahmin edilebilir olsa da okurken keyif veriyor.
26.10.2025

yazarın yazım tarzına ve karakter yaratım gücüne hayran kaldım. Karakterler üç boyutlu, özgün ve inanılmaz canlı. Özellikle Gideon — alaycı, sevimli, bastırılamaz ve huysuz — romanın en parlak yıldızı.

Kitap tür olarak kolay tanımlanamıyor: bir yandan fantastik, bir yandan bilimkurgu, hatta yer yer gizem romanı. Bu karışım, Muir’in sinematik dili ve gotik atmosferiyle birleşince benzersiz bir deneyim ortaya çıkıyor.

Evet, ilk yarısı biraz karmaşık ama sabredenleri nefes kesici bir final bekliyor. Muir’in yarattığı aksiyon sahneleri ve sürükleyici ifşalar muhteşemdi. Çeviri de oldukça başarılıydı; Gideon’un mizahı Türkçede çok doğal durmuş.

“İyi yazılmış karakterler bir hikâyeyi her zaman kurtarır.”
Ve Gideon bunun mükemmel bir örneği. Devam kitabı için sabırsızlanıyorum!
21.10.2025

Bu roman, klasik anlatım kalıplarını reddediyor.
Zaman çizgisi kırık; olaylar doğrusal değil, adeta bir film montajı gibi sahneler arasında geçiş yapıyor. Bu da esere hem esrarlı bir hava hem de sinematografik bir yoğunluk kazandırıyor.

Atmosfer, siyah-beyaz bir düş hissi veriyor: soğuk ama büyüleyici.
Romantizm geri planda tutulmuş, çünkü aşk burada bir diyalog değil — bir mimari, bir atmosfer.
Karakterlerin birbirine olan bağı, kelimelerle değil, yaratılan alanlarla ve sessizliklerle ifade ediliyor.

“Sana mektuplar yazmak isterdim… ama söylemek istediklerimi kelimelere dökemem. Bunun yerine, sana rüyalar inşa ettim.”

Yazarın amacı bir hikâye anlatmaktan çok, bir duygu inşa etmek. Bu yönüyle roman, hem edebi hem görsel olarak okurda uzun süre yankı bırakıyor.
11.10.2025

Bu kitapta inanılmaz derecede fazla iniş çıkış vardı. Ana karakter Sarah’ı başta anlayabildiğimi düşündüm ama ilerledikçe ona olan hislerim sürekli değişti — bazen üzüldüm, bazen sinirlendim, bazen de tamamen uzaklaştım. Diğer karakterler çok derin değildi ve bu da hikâyeye bağlanmamı zorlaştırdı.

Yine de yazarın, okurun algısını sürekli manipüle etme biçimini gerçekten ilginç buldum. “Anne”, bir gerilim romanı olmanın ötesinde; annelik, evlilik ve kadınlara yüklenen toplumsal roller üzerine düşündüren bir psikolojik roman.

Genel olarak psikolojik yönü güçlü ama karakter bağı kurmakta zorlayan bir roman oldu benim için.