E-Dergi

Kitabın tanıtımına bakarak oldukça ilginç bir konusu olduğunu düşünerek satın aldım ve okudum. Ancak okudukça hayal kırıklığı seviyem yükseldi. O kadar saçma ayrıntılar var ki, bekliyorsunuz bir yerde konuya bağlansın diye ama kitap bitiyor konu bağlanmıyor.
Mesela; medya patronunun ve 7 lerin yaptıklarının konuya direk müdahalesi yok. romanın içersinde sık yer verilen karakterlerin hikayede bir yeri yok, finalde açıkta kalıyorlar.Kilisedeki patlamanın ve BM binasına yazılan dev yazının konunun gidişatına ne tür katkısı var anlayamadım. Okuduğunuz bölümleri kitabın genel yapısında bir yere oturtamıyorsunuz. Bu tür kitapları çok okuyan biri olarak yazarın kurgusunu ve anlatım dilini hiç beğenmediğimi ifade etmek istiyorum.
Ayrıca aşırı derecede Hristiyanlık propagandası yapılmış.
Tim Lahey'in roman yazma konusunda Dan Brown'dan ve Ahmet ümit'ten öğreneceği çok şey var.

Kerbela susuzluk demektir, ayrılık demektir. acı-gözyaşı-ihanet demektir.
Kerbela ölümün kaçınılmaz olduğunu bile bile kutsal bir dava için yola çıkıp geriye dönmemektir.
Hz. Hüseyin ve Resul itretinin son yolculuğunu ve yaşadıklarını okurken kendinizi 680 yılının kasvetli havasını teneffüs ederken bulacaksınız. Hz. Hüseyin ve ailesiyle birlikte o zorlu 4 ayı yaşayacaksınız. Ve 99 günün sonunda adaletsiz bir savaşın vahşi katliamına tanıklık edecek, Muaviye'nin Allah(C.C.) adıyla ettiği yemini nasıl bozduğunu görerek Yezid'e lanetler okuyacaksınız. Ve eğer son bölümleri okumaya cesaret edebilirseniz kitabın sonunda Hz. Peygamber'in torunu ile birlikte aynı safta omuz omuza savaşarak Şehadet şerbetinin lezzetini tadacaksınız.
Kitabın yazarı Ahmet Turgut tarihsel bir kurguyu özünden sapmadan, değişik anlamlar yüklemeden ve sadece Allah rızası gözeterek kaleme almış. Özellikle ayet ve hadislerle süslenen roman bir devrin ışığını günümüze yansıtmakla kalmıyor, Müslüman olmanın özelliklerini de okuyucuya hatırlatıyor.
Her yönüyle okunmasında fayda gördüğüm, okurken İslami bilgileri yeniden ilmek ilmek ördüğüm çok özel bir kitap. Tüm dostlara tavsiye ediyorum.

Kurgusu fazla zorlanmış bir kitap.
Sürükleyici olabilir ancak okuyanı içine çekebilen bir kitap değil.
Okunması bir şey kazandırmaz, aynı şekilde okunmaması bir şey kaybettirmez.
Sıradan bir kitap.

Okuduğum üçüncü İskender Pala kitabı.
İlk sayfadan son sayfaya kadar sıkılmadan, her sayfa çevirişinizde heyecanı ve merakı içinizde hissedebileceğiniz okunması gereken bir kitap. Allah aşkı ile dünyevi aşkı aynı gönül potasında eritip bir ömrü "aşk" yoluna harcayan Yunus Emre'nin hayatını okurken mutlaka kendinizden bir şeyler bulacak ve o devrin maneviyatını bugünde hissedeceksiniz. Bir ateşin bir insanı ne kadar yakabileceğini merak ediyorsanız mutlaka "OD"u okumanızı tavsiye ediyorum.
Kitabın bir başka yönü ise 13. yüzyıla ait Anadolu coğrafyasının toplumsal düzeni ve yaşayış biçimleri hakkında tarihsel eğiticiliği olması.
Bana göre İskender Pala Türk Edebiyat tarihinin kendi kategorisinde tartışmasız en önemli ismi olduğunu bu kitapla pekiştirmiş oldu. Yeni kitaplarını sabırsızlıkla bekliyorum.

iskender Pala kalemi kendini ispat etmiş yine. Fuzuli'nin "Leyla ile Mecnun" kitabının üzeirne kurgulanmış, bir tarihi gözler önüne seren ve bunu yaparken de divan edebiyatının üstadlarını rahmetle anmış mükemmel bir eser. kurgusu, anlatım dili v sürükleyiciliği ile hem tarih severlerin, hem de şiirseverlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.