E-Dergi

Kitap ilk olarak müzik terapinin tarihiyle başlıyor. Antik dönemden Ortaçağ Avrupasi'na oradan eski Türklere , İslam medeniyetine, Selçuklu ve Osmanlılar da ki Müzik Terapi uygulamalarına değiniyor. Ayrıca müzik terapinin farklı parametrelerle ilişkisini ayrıntısıyla akademik dayanaklarıyla açıklıyor. Bu anlamda müzik terapi ile ilgili geçerli ve güvenilir bilgi arayanlara önerebileceğim bir kitap. Ama akademik tarzda kitap okumayı sevmeyenler için sıkıcı olabilir. Konuyla alakalı akademik terimler oldukça fazla. Bu kısımlarin biraz minimize edilmesi belki her kesime hitap etmesini sağlayıp daha işlevsel olmasını sağlayabilir.

Romanın içerisinde polisiye, tarih ve gizem iç içe. Özellikle de romanda kullanılan tarihi mekanlar benim çok ilgimi çekti. Kitabı okuduktan sonra Pera Palas Oteli, Beylerbeyi sarayı, Yıldız Sarayı ve 2. Abdülhamit ile ilgili araştırma istediği uyanıyor. Kitabın kurgusu ise gayet hoş ve bir solukta okunacak şekilde oluşturulmuş. Kitabı okurken ne olucak diye insan düşünmeden kendini alamıyor. Özellikle ortaokul öğrencileri için okuduklarinda çok beğenecekleri bir roman.

itabı okumaya başladıktan sonra şunu anladım ki çok beklentiye girmişim. Bir arkadaş tavsiyesi üzerine kitabı alıp okumak istedim. Ama hiç de memnun kaldığımı söyleyemem. Kullandığı dil ve öykülerinde ki kurgular benim çok da hoşuma gitmedi. Okumasam çok da bir şey kaybetmiş olmazdım. Öykülerde ki olayları zihnimde oturtmaya çalıştığımda bir şeyler hep eksik kaldı. Kitapda yazarın beğenmediğim çok söylemi vardı. Özellikle bazı öyküler spontane öylesine yazılmak için yazılmış gibi geldi. Kısacası kitap beni kendine çok çekemedi.

Kayhan Demir'in ilk Pera Palas'ta Gölge Oyunu kitabını okumuştum. Hatta onuda çok beğenmiştim. Bu kitapta yine diğer kitaptaki gibi Dedektif Milas Ulukan'ın baş rolde olduğu bir eser. Bir öğretmen olarak öğrencilerimize yararlı olacak ve kitap okuma alışkanlığı kazandıracak kitaplar bulmakta zorlandığımız bu dönmede çok güzel bir eser olmuş. Aslında öğrencilere bir yandan tarihi bilgiler verirken aynı zamanda bir polisiye kitabı okumanın zevkini yaşatabilecek bir kitap olduğunu gözlemledim. Kitabın başından beri içerisinde barındırdığı gizem de kitaba eşsiz bir tat katmakla kalmıyor insanı bir solukta okumaya teşvik ediyor.

Mecburiyet Stefan Zweıg'ın okuduğum diğer eserleri gibi mükemmel bir tarzda kaleme aldığı bir kitabı. Eserde ki Ferdinand karakterinin içinde bulunduğu psikolojik çözülmeyi yazar çok güzel bir şekilde anlatmış. Ferdinan'ın içinde yaşadığı gelgitler, psikolojik buhranlar ve her şeyi kabullendikten sonra bir anda olaylara baş kaldırması gibi...Kitabın sonuna doğru da Zweıg karakteri Ferdinand ile okuyucuya kendi özgürlüğüne inanmadığı vakit özgür bir hayat süremeyeceğinin farkına varılması gerektiğini anlatıyor ve bir anda nasıl değişip kendi hayat öyküsünü değiştirebildiğini yansıtmaya çalışıyor.