E-Dergi

hz.ali nin günümüzde anlaşılması bilinmesi adına güzel bir eserdir.
ilimin şehri hz. ali bilinmeli okunmalı anlaşılmalı her daim

“Lebbeyk Allahumme lebbeyk! Lebbeyk lâ şerike leke lebbeyk! İnnel hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk! Lâ şerike lek!” nidalarıyla insan seli içerisine karışıp insanlığın ilk toprakları olan Mekke’ye varıp sılaya kavuşmak, Hacer-ul esved’e el kaldırıp Müslüman’ın barkot okuyucusuna kendini tanıtmak. Söz vermiştim geldim ey rabbim diyebilmek her Müslüman’ın arzusudur muhakkak. Hacer olup sabretmek, İbrahim gibi kavuşmak için terk edebilmek, rasulullahın “bugün size kınama yoktur” deyişini hayalen yaşamak.


hac ve umre şuurunu kazanmak için okunması gereken önemli eserlerdendir

ali şeriatinin "çöle iniş", "fatıma fatımadır", "öze dönüş", "insan", "dine karşı din" adlı eserlerinden alıntılar yapılarak söyleşi tarzında soru cevap olarak hazırlanmıştır.

bazı soru başlıkları;
1-aşk ve sevgi arasındaki fark
2-islamda kadın
3-dine karşı din
4-aydın ve entellektüel arasındaki fark
5-yalnızlık üzerine
gibi.

Yazarın diğer kitapları gibi bu kitabında da kendinizi ayrı dünyalarda gezdirecek derin düşüncelere dalıp nefs muhasebesi yapacaksınız
Neslihan hoca “yazmasam çatlamazdım; ama kesin infilak ederdim” demiş. Söylemeyim de öleyim mi diyen gönül insanları gibi yazılarıyla nice gönüllere su serpmektedir.

Edebi hitabetiyle tasavvufu harmanlayıp ağaçtan, meyveden, aşktan, gönülden dahası insandan bahsedip ilahi aşk ile konuları değerli kılıp okurun istifadesine sunulmuş.
Aşk dedik, aşktan bahsetmiş yazar. Beni kör kuyularda bırakma diyerek aşk’ı kuyunun çıkrığı ile bakraç arasında geçen diyalogda resmetmiş anlaşılası olsun diye.

Nasıl Sömürüldük adıyla derin bir tarihi irdeleme izleme fırsatı sunan yazar Müslüman ülkeler üzerinde nasıl oyunlar oynandığını apaçık bir şekilde tarihi olaylar ile harmanlayarak anlatmaktadır. İlahiyat profesörü olmakla kalmayıp benzeri konularda yazılmış diğer kitaplar gibi tarihi bilgileri tekrarlamaktan öte işin iç yüzünü Müslümanlar lehine gösterilip aleyhine kullanılan her türlü sömürüyü ele almıştır. Müslümanların İslamlaşmaması sonucunda Amerika’nın 1945 de Birleşmiş Milletler örgütünü kurup bütün dünyaya musallat olması, kendi çıkarına olmayan her düzeni yakıp yıkması karşısında dünyada çoğunluğa sahip olduğu halde en çok zulüm gören Müslümanların firavun döneminden günümüze nasıl bir serüven izlediği okuyucuya doyurucu bir şekilde anlatılmaktadır.