E-Dergi

Sonu başından belli bir cinayet öyküsü kolay kolay kimseyi sarmaz. Ancak usta bir yazarın kurgusuysa eğer, sonuna kadar bir umutla ve "ne olacak acaba" diye heyecanla okutur size. İşte bu tam olarak öyle bir eser.

Hayvan Çiftliği'nin sürükleyiciliğini bulamadığım Orwell kitabı. Eleştiriler benzer derecede mükemmel, anlatılmak istenen çok açık, ancak gelgelelim Hayvan Çiftliği kadar etkileyici gelmedi ve akıcı bana.

Zweig gerçekten sıradışı bir yazar. Bir kadının hissiyatlarını nasıl böylesine çözebilmiş ve hissettirebilmiş, gerçekten hayran olunası bir durum. Çok kısa olan bu kitabı inanın bitmesin diye gıdım gıdım okuyacaksınız.

İkinci bir Anna Karenina vakası yaşayacağımdan endişelenerek başlamıştım, ancak düşündüğüm gibi olmadı. Her ikisi de gerçekten güzel eserler ve popülerliklerini hak ediyorlar. Ancak Suç ve Ceza daha sınırları belli, vermek istediği mesajdan ve işleyişten kolay kolay çıkmayan, bunu yüzeysel değil oldukça psikolojik bir temele dayandırarak yaparken de okuyucuyu sıkmayan, son sayfasına kadar bir şekilde sizi sürükleyen güzel bir klasik. Kesinlikle herkes okumalı.

Harry Potter ile sıklıkla kıyaslanmasına rağmen bence tarz olarak oldukça farklı bir eser. Harry Potter'da evren ve olaylar karakter derinliklerine göre geri planda kalıyor, ancak Yüzüklerin Efendisi'nde durum biraz daha farklı. Daha çok olaylara, efsanelere ve amaçlara yönelik ilerliyor öykü. Çok fazla sayıda ırk ve bu ırklara ait karakterler var, bunların her birinin derinlemesine karakterlerini göremediğimiz ve yaşamlarında neler olduğunu bilmediğiniz için duygusal bağ kuramıyorsunuz. Betimlemeler de oldukça yer tutuyor kitapta. Sakin kafayla okunmasını öneririm.