E-Dergi

Kitap, Mahir Hocanın 1980' li yılların ortalarından 90' ların başına kadar olan süreçte muhtelif dergi ve gazetelerde yayınlanmış mülakatlarının bir derlemesi mahiyetinde.Mahir Kaynak' ın 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül müdahelelerinin perde arkasına ve dış boyutuna dair analizleri dikkat çekici.Ayrıca o dönemde henüz palazlanmaya başlayan pkk terörü ve kürt meselesine dair ilginç tespitlerde bulunuyor.Hoca, olayların sonuçlarından yola çıkarak resmin bütününü görmeye çalışıyor.

Abdülhak Şinasi Hisar - kendi hayatında da çok önemli yer tutan - deruni bir anlam atfettiği bir medeniyeti, Boğaziçi medeniyetini; mimarisiyle, yalılarıyla, köşkleriyle, mehtap safalarıyla, buğulu mavisiyle, yeşilliğiyle, o yeşilliği renklendiren envai çeşit çiçeğiyle hasılı tüm incelikleriyle ve olanca narinliğiyle resmediyor.Bize de onun latif anlatımıyla, betimlemeleriyle vücud bulan bu güzel rüya denizinin dalgalarına kendimizi teslim etmek kalıyor.Geçmiş zaman İstanbul’ unun bu murahhas gerdanlığını ve ondan yayılan parıltılı ışıkların altında süren tarz-ı hayatı merak edenler için okunması gereken bir eserdir.Bittabi boğaziçi üzerine yazdığı diğer eserleriyle birlikte...

Bir sırrın peşine düşenlerin hikayesidir bu.Kimisi aşkın sırrı, kimisi bilgeliğin sırrı, kimisi de altınların sırrının peşine düşmüştür.Bütün bunları ortak bir noktada buluşturan ise Leyla ve Mecnun’dur.Fuzuli’ nin sahifelerine şifrelediği sır, bu kitabı çok uzun bir hikayenin kahramanı haline getirecektir.Mekanı ve zamanı aşan bir hikaye...Kimi zaman hoyrat ellerde gam çeken, kimi zaman bir kadının naif,ipeksi dokunuşlarında aşkın tadına varan, kimi zaman bir şairin kadirşinaslığında kendini bulan bir kitabın hikayesi...Leyla ve Mecnun...
İskender Pala bu kurgu romanında bir kitabın hikayesini Osmanlı tarihinin kimi politik ve sosyal hadiseleriyle harmanlayarak yansıtmış bizlere.Özellikle her devrin şiir üstadlarını ,Fuzuli’ den Şeyh Galip’e, romanında konumlandırmayı ihmal etmemiş.Binaenaleyh, tarihimiz ve edebiyatımız açısından da didaktik bir perspektifi var romanın.Tavsiye ederim.

Makedonya' nın dağlarında eşkıya tenkilinden Kurtuluş savaşına ömrü savaşlarla, mücadelelerle geçmiş neslin bir ferdi olarak bir yüzbaşının, cehennem topçu Cemil' in şahsında bir dönemin öyküsü...İttihatçı-İtilafçı çekişmesi...İttihatçılara duyulan öfkenin bir neticesi olarak cadı avı mahiyeti kazanan bir takip.Kurtuluş savaşımızın hazırlık evresini ve erken dönemlerini anlatması; mezkur dönemde toplumsal haleti ruhiyeyi yansıtması bakımından okunması gereken bir eser.Yenilgiler, korkular, yılgınlıklar, ihanetler ve tabii ki ümitler...Bütün bu keşmekeş içerisinde kendisini vatan toprağının ve milletin kurtuluşuna adamış bir avuç idealist adamın hikayesi.

Ortaylı hoca tarihi salt yenilgiler ve galibiyetler manzumesi olarak algılayan sığı yaklaşımın ötesine geçerek onu muhtelif parametreleriyle gözler önüne seriyor.Saklı hazinenin kapılarını ardına kadar açıyor.

Eserlerinde bize yansıttığı büyük tarih şuurunu bu kitabında da gözetmiş.Kıymetli hocamızın yeni çalışmalarını bekliyoruz.