E-Dergi

Her uykuya dalışınızda bir daha uyanamayacağınızı düşünerek kapatın gözlerinizi. Aşık olduğunuz insanın devamlı önünüzden gelip geçtiğini bir düşünün; ama siz ona elinizi bile süremiyorsunuz. Bu durum bazen insanı çıldırtır, bazen kendinizi parçalamak istersiniz. Bu ıstırabı yalnızca Allah bilir. Kalbiniz mutluluktan uçsa bile karşınızdaki buz gibi kaskatı kesilmiş bir insanı nasıl mutlu edebilirsiniz? işte bu kitapta anlatılan böyle bir aşk hikayesi.

Büyük usta Attila İlhan bu romanında 60 darbesi öncesinde yaşanan siyasi olaylar çemberinde yuvalanan hayatlardan bir örnek sunmuş. Menderes Hükumetinin icraatları sonrası daralan demokrasi çerçevesinde fişlenmiş yaşamların zor mücadelesini anlatırken olaylara asker, sivivl, politikacı gözünden bakabilmeyi başarmış. Anlatımı biraz ağır olmasına rağmen küçük sürprizlerle süslenmiş olaylar zinciri insanı romana bağlıyor ve sonunu merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Atatürk`ün 13 yıl dış politika danışmanlığını ve dış işleri bakanlığını yapan Tevfik Rüştü Aras o dönemim Atatürkçü dış politikasını anlatırken sanki günümüze ışık tutuyor. Atatürk`ün 2. dünya savaşından önce nasıl bir dış politika izlediğini okuduğunuzda ve olayların sonradan nasıl da Atatürk`ün tahmin ettiği gibi çıktığını anladığınızda fakar bazı sivri zekalı politikacıların Atatürk öldükten sonra onu nasıl sırtından vurur gibi sattıklarını anladığınızda tüyleriniz diken diken olacak ağlamamak için kendinizi zor tutacaksınız.

Bu kitap gerçekten Atatürkün düşünce yapısını, sistemini ve olaylar karşısında harekete geçmeden önce nasıl bir beyin yoğunluğu içinde olduğunu çok güzel ve açık bir şekilde anlatmış. Fakat Sayın Celal Bayar tarihimizden somut bazı örnekler verirken Atatürk olsaydı böyle yapardı veya yapmazdı diyerek bence Atatürkten çok kendi düşünce yapısını ortaya koyarak yorumlar yapmış. Herşeye rağmen okunması gereken çok güzel bir eser.

bu kitabı ilk gördüğümde işte dedim yıllardır okumam gereken kitap bu. hemen sipariş verdim ve gelir gelmez okumaya başladım. ilk bölümlerinde sürekli evlilikten bahsediyordu ve baya canım sıkılmıştı. yani sadece evliliktemi duygusal zeka denen kavrama ihtiyacımız var diye düşündüm ama sayfalar ilerledikçe IQ nün aslında pek de önemli olmadığını insanların birbirleriyle olan ilişkilerindeki duygu ve düşüncelerinin, karşılıklı iletişimlerinin başarı için daha öenmli olduğunu öğrendim. bu bilgileri çevremdeki insanlara da uyarlayınca ne kadar doğru olduklarını anladım.