E-Dergi

Zamanında Nobel almış bir esermiş. Adını çok duyurmuş. Uzun öykü, genç bir erkeğe ilgi duyan orta yaşlardaki bir adamı anlatıyor. Okumaya değer, diyebilirim. Ancak çok fazla şey beklememek lazım.

Ben olumlu, en azından pozitif bir şeyler beklerken; Schopen karamsarlığın dibine vurmuş sanki... Zaten pesimist bir filozof ancak anlam tahlillerinin iç karartıcı olduğunu söyleyebilirim.

Kitabı okuyup tüyleri diken diken olmayacak kimse var mıdır bilemiyorum. Ancak Nazi Kamplarında yaşamı doğrudan tecrübe etmiş birinin kaleminden çıkanlar, kan donduracak cinsten. İkinci kısım logoterapiye ayrılmış. İlgilenenler için faydalı olabilir.

Eagleton'un okuduğum ilk kitabı, ama belli ki son olmayacak çünkü post-modern söylemsel bir dille yazdığı kitabında anlamın analizini başarılı bir şekilde yapıyor. Sorunun dil bilimsel çözümlemesinden, felsefi arka planına kadar ilerliyor. Başarılı.

Kendini arayan insan, ilk bölümü rahatlıkla anlaşılabilen fakat sonlara gidildikçe üzerinde derin derin düşünülmeyi gerektiren bir kitap. İnsanın neden anlam arayışında olduğunu, boşluk duygusunu nasıl tolere edebileceğini biraz psikolojik biraz felsefi bir dille anlatıyor.