E-Dergi

Ustam ve Ben

Geçmişe bir yolculuk... Dünyanın hayran olduğu büyük usta Mimar Sinan'ı konu edinen bir roman. Mimar Sinan bu dünyaya bir daha gelmeyecek bir yetenek. Kitap Sinan ve kalfası Cihan'ın çevresinde şekilleniyor. Kanuni Sultan Süleyman devrinden lll. Murat devrine kadar süren bir zaman aralığı var. Tam anlamıyla tarihi gerçekleri yansıtmıyor tabi. Zaten roman bu yansıtmasa da olur.

Dili anlaşılır sürükleyici bir kitap. Tarih okumayı sevenlerin daha fazla ilgisini çekecektir.

Yolda

Bir yazarın nasıl yol alacağını gösteren bir öykü kitabı. Yaşar Kemal' in on iki öyküsünün derlemesi. Betimlemeler, diyaloglar, olaylar, karakterler ve daha bir çok açıdan diğer eserlerinin nasıl olacağını gözler önüne serer. Anadolu insanını ve o zamanın Anadolusunu anlatmıştır. Diğer kitaplarına göre biraz geride diyebilirim. Sonuçta ilk öyküleri mükemmel olmaz.

Uzun Hikaye

Kitabı ne zaman görsem lise yıllarıma dönerim. Arkadaşlarımla Uzun Hikaye filmini izlemiştik. Ve çok beğenmiştik. Tabi o zamanlar kitap okuma alışkanlığım olmadığından filmi izlemekle yetişmiş kitabı okumamıştım.

Bir aşk ile başlıyor hikayemiz. Kaçarak evlenen Ali ile Münire gezgin bir hayat sürmüşler. Vagondan bir evde yaşamışlar ve bir çocukları olmuş. O çocuğun gözünden okuyoruz hikayeyi. Münire'nin ölümünden sonra baba oğul gezgin hayatlarına devam etmişler.

Kitap kısa sade bir dille yazılmış. Kolay olunabilen bir kitap. Beni eski günlerime bir an götürdüğü için minnettarım.

Bir uçak yolculuğunda öldürülen yaşlı bir kadın. Katil uçaktaki yolculardan biri. Ama kim.

2 numaralı koltukta yolculuk yapan tefeci yaşlı kadın koltuğunda ölü bulunur. Başlangıçta eşek arısının sokmasıyla öldüğü düşünülür. Dedektif Hercule Poriot da uçaktaki yolculardan biridir. Hiç kimse bir şey görmemiştir.

Oldukça akıcı bir polisiye roman. Okurken kim kim diye düşündürüyor. Yolcular birbirleriyle alakasız bağı olmayan kişiler. Tabi maktül çok zengin bir tefeci. Hercule Poriot bu servetin kime yarayacağını düşünüp cinayetin peşine düşüyor.

Bir saç hikayesi... Bir örgünün üç tutamı, üç kadının hikayesi.

Hindistan'da Smita, Sicilya'da Giulia, Kanada'da Sarah. Bu üç kadının hayatının zorlu dönemlerini anlatıyor kitap. Smita, sınıf ayrımının kızının da hayatını mahvetmemesi için direnen bir anne. Giulia, ailesinin atöylesini kurtarmaya çalışıyor. Sarah, çok güçlü hırslı bir avukat fakat bir hastalığın pençesine düşüyor. Bu üç kadın mücadelesinde hayatları ufak bir detayda birbirine dokunuyor.

Bu üç hikayeden en zor olan Smita'nın hayatı. Sınıf ayrımından nasibini almış, çok zor bir hayat yaşamış ve bu hayatı kızı Lalita'nın yaşamasını istemiyor. Çok tehlikeli bir yolculuğa.

Bu kitabı çok fazla gördüm ve merak ettim. Evet kadınların hikayeleri acı fakat kitap abartıldığı kadar yok. Hikayeler yarım kalmış hissettiriyor. Sonunun iyi olduğuna dair ipuçları veriyor sadece. Daha iyi olabilirdi diye düşündüm. Bunlara rağmen iyi bir kitap diyebilirim.