E-Dergi

Behçet Necatigil'in müthiş çevirisiyle bu kitap benim en sevdiğim roman oldu (şuan için). (Belki de Ramazan ayında okumamın etkisi ile olmuşsa da) Açlık ve açlığın hissettirdiği duyguları Hamsun mükemmel yazmış. Romanda kahramanın açlıktan ölse de gururundan ve sahip olduğu bazı değerlerinden nasıl taviz vermedğini de göreceksiniz. Okumadıysanız mutlaka okuyun.

Neden bu yaşa kadar okumadım dediğim kitaplardan. Aslında bu soruya kitapta cevap vermiştir yazar. Ülkemizde olduğu gibi bizim için de 'karnımızı doyurmak zihnimizi doyurmaktan daha önemli bir iş'.

Alışkanlıkların insanları nasıl belli durumlara esir ettiğine dair bir roman. karakterler, olay örgüsü, romanın akışı, dili oldukça başarılı. Ancak derdi, 'alışkanlık' gibi bağlayıcı ve temeli anlamsız tekrarlara dayanan bir eylemin oluşumunu, etkilerini, sonuçlarını anlatmak olduğu için okunması biraz güç. Yine de okunmaya değer bir roman. Alışkanlıklar ve anlamsız kurallarla gerçek hayattan kopuşu ve zaman içinde bu anlamsız ritüellerin tekrar ede ede nasıl sorgulanmaktan uzaklaştığını askerlik üzerinden anlattığı için özellikle erkeklerin daha çok ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

20.yüzyılın baslarında Londra'nın Doğu Yakası'ndaki fakir mahallerini, kanunlarla ezilen evsizleri anlatan bir arastırma. Jack London bu araştırma için kılık degistirip fakir halkın arasına karışıyor ve tanık olduğu olayları, sefalet içinde yaşayan insanların hayatlarını anlatıyor okuyucuya. Başlarda London'un gözlemlerleriyle birlikte harmanan bir roman havasını veren bu kitap sonlara doğru istatiksel verilerle uçurum insanlarının sefaletini ortaya çıkarıyor.

Dublörün Dilemması'ndan sonra bu kitap biraz hafif kaldı. Ancak Murat Menteş'in üslubunu seviyorsanız yine ondan çok şey bulacağınıza emin olabilirsiniz.