E-Dergi

Boğaza yapılacak köprü için Da Vinci 'den sonra İstanbul'a davet edilen Michalengelo'nun yaşadıklarını anlatan tarihi bir kurgu.Orta seviyede bir kitap.

Çevirileri ile tanıdığımız yazarın kısa ve keyifl kitaplarından birisi daha.Yeşilçam filmi izliyormuş hissine kapılıyorsunuz Kürdan'ın öyküsünü tebessümle okurken.Okuma hızınız düştüğünde temponuzu yükseltmek için birebir.

Çalıştığı şirketin tek kadın çalışanı olan Shibata'ya tabiri caizse angarya işler de yüklenmeye başlayınca hamile olduğu yalanının arkasına sığınmak zorunda kalıyor.Yaşamını bu yalan üzerine planlıyor ve okur da zamanla hamile olduğuna inanmaya başlıyor.Bir kadının böyle bir yalana sürüklenme nedenleri, bu arada evlilik,aile konularının da irdelenmesi güzeldi lakin yine de yüzeysel bir anlatımı vardı bence.

Yaşadığım kaybın yazarla aynı süreçlerden geçmesi ,babamın da bahçesine olan düşkünlüğü, kişiliklerinin benzerliği ,yazarın nahif anlatımı beni ziyadesiyle etkiledi ,boğazım düğümlenerek ,gözlerim nemli bitirdim kitabı ,çok sevdim.

Filmini izlediğim bir eser. Kölelik kavramı her duyduğumuzda içimizi acıtan bir durum,medeniyete rağmen varlığını sürdürmüş de bir olgu maalesef... Gerçek olaylara dayanan kitap alanında kült bir esere dönüşmüş, güzeldi.