Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
faik çelik Tarafından Yapılan Yorumlar
Konusuyla, anlatımıyla oldukça farklı bir kısa roman. Erkek şiddetini eski çağ (Demir Çağı) ritüelleriyle ilişkilendiren, feminist bir bakış açısıyla yazılmış. Burada baskıcı baba patolojik bir ruh yapısında bence, bu nedenle kadınların ezilmesinden çok narsisistik bir kişinin neler yapabileceğinin ifadesi olarak değerlendirdim ben hikayeyi. İngiltere’de geçtiği kurgulanmış, 17 yaşındaki Silvie, hem romanın ana karakteri hem de anlatıcısı. Sonu sürpriz sayılmasa da değişik.
Orijinal adı “Bouvard ve Pecuchet” olan ancak yerine tam oturan bir yeni adlandırmayla “Bilirbilmezler” olarak çevrilmiş.Flaubert denilince akla hemen “Madam Bovary” gelir, bu yapıtının farklı konuda da olsa bilinmemesine şaşırdım.Bunda kitabın son yapıt olup bitirilmemiş olmasının etkisi vardır.Eğlenceli, mizah dozu çok iyi ayarlanmış bir anlatıya sahip olsa da bu kitap kesinlikle bir genel kültür eğitim kitabı. Aydın-cahil, bilgi-boş inanış, iyi-kötü, özgürlük-despotluk gibi karşıt kavramlar, sosyal bilimler ve doğa bilimlerinin neredeyse tüm alt bölümlerini içine alacak çeşitlilikte anlatılmış. Aslında felsefi ve siyasi bir deneme kitabı da denebilir.Flaubert kendi döneminin olaylarını öncelemekle birlikte antik kadim tarihlere kadar uzanan kişiler ve olaylarla, yaşadığı çağın politikasını, felsefesini, sanat ve edebiyatını, bilimini mizahi olarak eleştirmekte, adeta çağdaşlarından intikam almaktadır.Oldukça etkileyici anlatımı, son derece sade dili ile okunmasını öneririm.
12 hikaye içeren bir hikaye seçki kitabı. Hikayelerin ortak noktası resim ve ressamlar. M. Mungan’ın beğenisi ile seçilen hikayelerden en ilgi çekici olan Honore de Balzac’ın “Bilinmeyen Şahaser” adlı öykü. Enis Batur bu öykü üzerine “Frenhofer Olmak” isimli bir kitap yazmış, çok keyifle okumuştum. Corrada Alvaro’nun “Melusina’nın Resmi” hikayesinin konusundan çok yazarın kalemini çok beğendim. Resim ve ressamlara ilgi duyanlar için farklı bir okuma olabilir.
Çok çarpıcı olmayan ama kurgusuyla, diliyle tipik bir Llosa romanı. 1950’lerde Peru-Lima’da geçen, yazarın hayatından da kesitler sunan diğer eserlerinde olduğu gibi hacimli bir kitap. Marito adında gazeteci, üniversite öğrencisi ve hikaye yazmayı daha doğrusu edebiyatı seven bir gencin ağzından anlatılıyor roman.
Kendisinden iki kat daha büyük yaşta olan Julia teyzesine aşık olan 18’lik delikanlının serüveninin aralarına onun yazdığı hikayeleri serpiştirmiş yazar. Romanın ana konusu Marito-Julia teyze hikayesinden daha hoş geldi bu öyküler.
M. Vargas Llosa Latin Amerikanın halklarını, kültürünü, geleneklerini ve folklorunu, diktatörlüklerini, kilisenin baskısını, ülkeler arasındaki çekişmeleri çok iyi yansıtan bir yazar. Büyük çoğunluğunu okuduğum kitaplarını tamamlamak istiyorum. Ancak “Julia Teyze” Llosa okumak isteyenler için iyi bir seçim olmaz. Teke Şenliği, Katedral vb başlamayı öneririm.
“Yaşamın Kıyısında” popüler bilim kitabı. Canlı olmanın ne anlama geldiğini sorgulayan araştıran bir kitap. Dört ana bölüm içinde 17 ayrı konuyu hikaye anlatırcasına yazmış Carl Zimmer. Covid dahil güncel konulara gelene kadar 3-4 yüzyıl içinde dolaşmış. Temel amacı “yaşam-hayat nedir” sorusuna yanıt aramak, ancak buna ne bilimsel, ne felsefi tam ve doyurucu bir cevap olmadığını saptadığından, yaşamın kıyısında büyülü bir gezi yapıyor. Çok ilginç ve çarpıcı bilgilerle dolu. Bilime, özellikle biyokimya, biyoloji ve genetik dallarına ilgi duyuyorsanız mutlaka okuyun.