Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

faik çelik Tarafından Yapılan Yorumlar

02.03.2024

Cinayetlere neden olan 1794 tarihli Storioni yapımı bir keman üzerinden kurgulanan romanda romanın kahramanı Adria Ardevol’un çocukluğundan ölümüne kadar giden olay örgüsü okuru devamlı alarm durumunda bırakıyor. Romanda çok sayıda kavrama yer verilmiş, otoriter baba figürü, mükemmeliyetçilik, yahudilerin tıbbi deneylerde kullanılması, onların varlıklarına çökülmesi, eski eser, antika ve sanat eserlerinin ticareti gibi Soah’ta uygulanan sayısız kötülük senaryoları romanda ustaca yerleştirilmiş. Zorlanmama rağmen çok beğendim ve sanırım sorgulayıcı etkisiyle beraber üzerinde düşünmem biraz daha sürecek.
27.02.2024

Murathan Mungan’ın farklı tarih ve yerlerde yaptığı 6 konuşma ile 3 farklı çalışma için yazdığı sunuş yazılarından oluşan, onun dilimize ve sorunlarımıza hakim kaleminden çıkmış birbirinden etkili ve bilgilendirici yazıları yer alıyor “Güne Söylediklerim”de. Özellikle “Ezidi”leri merceğine aldığı 2013 yılında yazdığı kitaptaki ilk okuma metninden çok şey öğrendim. Türkiye’nin “odak ülke” olarak katıldığı 2013 Londra Uluslararası Kitap Fuarındaki kapanış konuşması da çok güzel. Keza Sevim Burak ile ilgili konuşma ve “karşılaştırmalı edebiyat” ile ilgili bir kongrenin kapanış konuşması da çok düşündürdü beni. Kısaca bir M. Mungan klasiği, tam okunmalık.
24.02.2024

Sezgin Kaymaz’ın okuduğum üç kitabının (Farfara, Kün, Düz Dünyacılar) ardından okuduğum fantastik öğeler taşıyan bu eserini gerek uslup gerek hikayenin içeriği olarak farklı, haydi söyleyeyim biraz zayıf buldum. Meğer ilk romanıymış, 1997’de yazmış. O zamandan sonra kendisini çok geliştirdiğini düşünüyorum.

Komik ve absürd olaylar ve ilginç karakterleriyle kendini okutan bir kurmaca. Hiç bilmediğim bir dünyadan argo terimleri, hiç duymadığım ve etmediğim küfürleri okumak hoşuma gitti. Diğer eserleri sırada.
21.02.2024

Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme” adlı çalışmasının üçüncü cildinde de bazı tekrarlar olsa da yeni bilgilerle çarpıcı bir kitap. Tabii sert ve provakatif uslubunu aynen koruyor. Özellikle 127. sayfadaki “Güncellenmiş Cumhuriyetçiliğin Güncel Eleştirisi” mükemmel, sadece bu bölümü okumak için bile alınır bu cilt. Bunun yanında “tarihin hiçbir kesitinin steril olmadığı dünyanın en haklı savaşında bile insani ölçekte bir pislik bulunduğu, keza devrimlerin de steril olmadığı, barışçıl bir devrimde bile bireysel algıyı zorlayan şiddet olduğu” saptamasına tamamen katılıyorum. Diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da Türkiye’de dini ideolojinin sistematik olarak tepeden indirildiğini ve topluma planlı bir şekilde dayatılıp başarı kazanıldığının altını bir kez daha çiziyor. Yazarı eleştireceğim bir nokta ise özel-istisnai örneklerden çok çabuk genele varması olacak ki, belki de bunu çarpıcı olması açısından bilerek yapıyor.
20.02.2024

Arnavut yazar İsmail Kadare’den okuduğum ikinci roman, bu kitabı da ilki (Rüyalar Sarayı) gibi kısa sayılabilecek bir roman. Arnavutluk taşrasında yüzyıllardır var olan bir geleneği ve folklorik davranışları Arnavutluk Mitolojisinin modern yorumu olarak anlatıyor. Bahsi geçen gelenek “Kanun” olarak sınırları çizilmiş ve Anadolu’da da rastladığımız, yabancısı olmadığımız bir gelenek; kan davası. Kadare bu romanını daha Fransa’ya iltica etmeden önce eski rejimdeyken yazmış, buna rağmen diktatoryaya, iktidara karşı üç maymunu oynayan aydınlara ciddi eleştirel göndermeleri var. Üslubunu çok sevdim, gerek bu gerek ilk kitabında da akıcı ve heyecan dozu iyi ayarlanmış, toplum ve insanların, mekanların tanımlamaları oldukça etkileyici, çevirisi de başarılı. Öneririm.