Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
faik çelik Tarafından Yapılan Yorumlar
Oldukça ilginç ve yararlı bir çalışma. Müziği gürültünün bir çeşidi olarak gören Attali onun dil-lisan kadar eski olduğunu söylüyor. İnsan yapısı tüm eserlerin üç boyutu olan “yaratıcının sevinci”, “seyircinin coşkusu “ ve “iletenin güç kaynağı“ ile bağlantı kurmamızı sağladığını iddia ediyor. İlk çağlardaki gürültüden yavaş yavaş müziğe geçişi tarihsel sıralama içinde inceleyen yazar orta çağda burjuvalar ve soylular için müziğin “temsil” biçimi olduğunu, Rönesanstan sonra oratoryo, opeta, füg ve konçertoların belirdiğini vurgulamaktadır. Müzik ve sermaye ilişkisinde Marx’ın “sadece sermaye yaratan işlerin verimli olduğu” tezine dayanarak söylemiş olduğu “kuş gibi şakıyan bir şarkıcı verimsiz bir işçi, şarkısını satan ise tüccar veya maaşlıdır, sadece konserler vererek para getiren bir şarkıcı verimli işçidir, müzisyenler emek satıcısı değil mal satıcıları gibi karşımda duruyorlar” sözlerine çok haklı olarak karşı çıkıyor.
Meksika Devrimi'ne katılan ancak devrime ihanet eden ve kirli bir yaşamı seçen Artemio Cruz’un hikayesi. Ölüm döşeğindeyken bu ihanetlerle dolu yaşamı tüm ayrıntılarıyla gözünün önünden geçirir. Devrimcilerin kendi aralarındaki mücadeleleri, İspanya iç savaşında yitirdiği oğlu, mirası için deli divane olan çevresi. Hepsi ibretlik olaylar, Carlos Fuentes’in bilindik kurgusuyla, geri dönüşler, bilinç akışları, insan tahlilleri ile oldukça etkileyici. Çevirinin güzelliği de bonus olarak okuyucuya verilmiş. Fuentes’ten okuduğum beşinci kitap belki de gerçekçiliğe en yakın olanı. Öneririm.
Seneca insan doğasına ilişkin derin ve zamanının çok önünde düşünceler sahip. Bu düşüncelerini sade ve edebi bir dille anlatıyor, ahlaki öğütler şeklinde veriyor. Ancak çok didaktik, Seneca’dan etkilenen imparator M. Aurelius’un “Kendimce Düşünceler” kitabı gibi samimi bir dili yok. Tümüyle değerlendirildiğinde yazıldığı çağı düşününce çok etkileyici.
Edebiyatımızda yazarlıktan çok yayıncı olarak önemli bir yer tutan Memet Fuat’ın 1985-1997 arasında çeşitli dergi ve gazetelerde çıkan yazılarından oluşuyor “Duyumsanmayan Karanlık” . De Yayınları, Yeni Dergi, Adam Sanat Dergisi, Adam Yayınları onun yazın hayatımızdaki imzalarıdır. Üvey babası Nazım Hikmet’in eserlerinin tümüne yakınını en gerçeğine uygun şekilde özenle basan da Memet Fuat’tır.
Bu kitabın ilk yarısı toplumsal konularda denemelerden, kalan yarısı ise edebiyat yazıları, eleştiri yazıları ve verdiği röportajlardan oluşuyor. Sağduyulu ve hümanist bir denemecimizin yazılarını okuyarak yakın tarihimizi hatırlamış oldum. Deneme sevenlere öneririm.
Kimya Yüksek Mühendisi Zeynep Çolakoğlu, bir bilim insanı ama bence yazarlığı bu kimliğinin önüne geçiyor. Daha önce “Şarap Koyusu” ile farklı bir tarzla şarabı anlatan Çolakoğlu bu kez de akademik bilgileri günlük yaşamımıza o kıvrak kalemiyle usulce yerleştirmiş. İkinci bölümdeki uzmanlarla söyleşileri bir kenara koyarsak kitap amatör şarap meraklıları veya şarap dostları için bir hazine.
Asmanın tarihiyle yola çıkılıyor, koku ve aroma hakkında net bilgilerle fermentasyon ve şarap çeşitlerine geçiliyor. “Asil Küf”ü anlatırken bu isimdeki romanıyla @goknurgundogan ’a selam çakıyor. Eski bağlara ve Süryani şaraplarına verdiği değer ise çok güzel.
Kitapta ilerledikçe eşleşmeler, peynir tabağı efsanesi, tadımın incelikleri, lezzet ve duygusal deneyimler örnekler ile anlatılıyor. Mahzende ne var bölümleri, aroma çarkı ve eşleşme tabloları kitabı zenginleştiriyor. Ah bir de şu “umami” nedir, nasıl bir tatdır bir hissetsem tam olacak. Şaraba ilgi duyan herkese öneririm.