E-Dergi

Kitabı okuduktan sonra televizyondaki dizi bana çok yapay geldi ve bir kere daha anladımki kitap okumak bambaşka bir dünya yaratıyor bende..
Bozovanın havasını ciğerlerime çektim sanki, o küçük kasabayı ve konağın halkını tasvirleriyle bize tanıtırken sanki bende o mekandaydım...

Sonradan gerçeği kavramak, hayatı en baştan ele alabilmek, hiç bir şey için geç değil diyebilmek ne güzel. Diğerlerinin de sizin bulduğunuz ve yaşadığınız manevi hazzı yaşamaları için gayret göstermeniz kadar ulvi bir davranış olabilirmi? Kötülüklere sabır göstermek yaşantınızı islami ölçülere göre yaşayabilmek için sürgün hayatınının da olabileceğini hatırlattığı için teşekkürler.

Büyüklerimize saygı gösterelim göstermesine de bu kadar da olmaz diye düşündüm kitabı okurken. Dinimizin emrettiği öncelikli olmalı. Bir baba hem evladını hem torununu hem de kendini yaktı. Ekilen kötü tohumlardan toplum da nasibini alır tabii. Sade ve duru anlatımıyla okuyun benden tavsiye.

Türkiyenin gerçeklerini bu kadar yalın anlatan bir kitap okumamıştım.Kitabın en hoşuma giden yönü yazarın bakış açısının objektif olmasıydı. Gecekondulaşmadan eğitime, sosyal farklılıklardan başörtüsü meselesine, doğudaki yaşamdan batıdaki şaşaaya kadar olan yaşam kesitlerini anlatan muhteşem bir kitap

Annelerin sözlerini gençler neden dinlemez neden kırarız gönüllerini. Fırtınalar kopan yüreklerinde evlatlarının iyiliklerini isterler aslında. Kitabın başındaki annenin mektubu beni çok etkiledi. Yine kazanılması gereken kesimin genç kesim olduğunu onların bu dünya ve ahiret hayatlarının kurtulması için nelerin yapılması gerektiğinin mesajlarını veren bir kitap