Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
ŞULE SARPKAYA İREZ Tarafından Yapılan Yorumlar
Erich Fromm, yazdığı her kitabıyla, okura sunduğu derin bilgileri ve katkılarıyla alanının öncüsü olmayı hak ediyor diye düşünüyorum zira hitap ettiği kesim alanında profesyonel olanlardan ziyade, ilgi ve merakıyla kendini geliştirmek, bireysel farkındalığını artırmak isteyenlerdir. Kitap Fromm’un analizlerinin yanı sıra Schultz ile yaptığı sohbeti de içeriyor. Karşıklı konuşma şeklinde ilerleyen program, Fromm’un anlık fikirlerinden oluşur ve bölümün başında hiçbir hazırlık yapılmadığı özellikle vurgulanmıştır. Bu bölüm özellikle, yazarın bilgi dağarcığını da ortaya koyuyor. İnsan psikolojisi ve davranışların niteliği, sebepleri, aynı zamanda Freud, Marx gibi etkisi derin olan düşünürlerin fikirleri verilmiş. Her ilgi alanından olan okuru cezbedecek, nitelikli bir kitap.
9 yaşındaki oğlum çok beğendiğini söyledi. bir çırpıda okudu.
Bazı kitaplar vardır insanın içini ısıtırken damağında buruk bir tat bırakır. Şeker Portakalı mesela. İçimdeki Müzik mesela. Bu kitapta bana aynı hissi verdi. Buruk bir hikaye ama sıcacık. Stargardt hastalığı sebebiyle her geçen gün görme kaybı artan ve sonunda karanlığa mahkum kalan küçük Mafalda’nın hikayesi; Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe. Bir solukta okuyacaksınız “Acılara Tutunmak”şarkısını dinlermişcesine. Tüm güçlü Amazon kadınları için! Ama bu kadar da hüzünlü olmasın be.. Hele de yazarın kendi hikayesi olması okuru temelli mahvediyor…
Schmid’i ilk okuduğumda bir cevher bulduğumu farketmiş ve hemen diğer kitaplarını radarıma almıştım. Hem günümüz filozoflarından olması hem de hala aktif olması bakımından takip edilesi bir yazar. Cümleleri akıcı ve anlaşılır, dili sade. Karısının ölümünün ardından ölümle baş etmenin yollarını kendi felsefesine uygun şekilde dile dökmüş. Bazı bölümlerde okurken kendini yazarın yerine koyduğunda son derece müşkül hissediyor ancak yazarın ölüme bakışı ve kabulleniş karşıya sanki tam etkisini göstermiyor gibi. Kendisi ölümü kabullenmiş ve hayatın bir parçası olarak normal şekilde gün içine vakfetmiş. Stoacı bir anlayışa sahip. Ancak bazı bölümlerde kendisiyle ters düştüm ben. Ölüm güzellemelerini hiçbir zaman sevmemişimdir. Yaşamak güzel, ölüm gerçek. Ama Memento Mori ile anı yaşarken ölüm varlığını hissetmek tatsız. Aralarda hatırlamakta fayda var ama kayıpların ardından kendimizi nasıl teselli edebiliriz ki?
Yazar eski toplum düzenini disiplin toplumu ve şu anki toplum düzenini ise performans toplumu olarak ayırmış. Açıkçası bu iki tanımlama ufkumu açtı. Şahsen çok yerinde, isabetli bir tanım olduğunu düşünüyorum. Geçmişteki toplumun muzdarip olduğu meselelerin bakteri veya virüs gibi immünolojik karşı ataklar olmasına karşın günümüz toplumunun muzdarip olduğu meselelerin çoğunlukla psikolojik ve sinirsel/nöronal oluşu, ki bunlara örnek olarak depresyon, DEHB, SKB veya TS verilmiş, bir gerçeği gün yüzüne çıkarmış oluyor. Bunun dışında günümüz toplumunun hızlanması ve multitasking marifet olduğunu ancak gerçekte içgüdülerimize yenik düşüp, avcı-av ilkelliğimize döndüğümüzü söylemiş yani modernleşme demek esasen “yavaşlayabilmek“ imiş. Çünkü yavaşlayamayan insan üretken olamıyor, farklı düşünemiyor, düşünmeye ayrıca zaman ayıramıyor. Son bölümde yorgunluk toplumuna değinmiş ve yine bol alıntılarla güzel bir kapanış yapmış.