E-Dergi

Kur’anın tertip sırasına göre 21. Sûresi olan Enbiyâ Sûresi ile nüzul sırasına göre 21. Sûresi olan Nâs Sûresinin enfes tefsirini 21. Yüzyıl için bir çıkış kapısı olarak gündemimize sunan hocamız Necmettin Şahinler’e gönülden şükrânlarımı arz ediyorum. Allah sa’yini meşkûr eylesin. Ömrüne, ilmine, eserlerine Cenâb-ı Hâk bereket ihsan eylesin.

“Bir toplumu oluşturan bireyler başlarına gelmiş bir felakette tek tek suçsuz olduklarını söyleyebiliyorsa, bu onların tümünün suçlu olduğunun kanıtıdır.”

Bir söz okumuştum hürriyet konusunda: “İçinde ubúdiyyet sırrını gerçekleştirene, dışında hürriyet verilir"diye. Ama kızgınlığın, hürriyete yol açacağını hiç düşünmemiştim. Genellikle "öfkeyle kalkan zararla oturur" anlayışına sahibiz biz. Ama öyle biri var ki, öfkesi onu hidâyete taşımış. Kızgınlığı îmana kapı açmış. “Ava gitmiş av avlamış, avdan dönmüş avlanmış." Allahım ne büyük hikmetlerin var. Kimi, ne zaman, nerede hidâyete kavuşturacağını Sen bilirsin.

"Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi hakîkatten (bir daha) saptırma ve bize rahmetini bağışla; Sensin (hakiki) lutuf sahibi, "

"İrfânî dilde Güneş, Allah'ın insana üflemiş olduğu Rüh'un remzidir. 38 Ay ise bu ilâhî emâneti taşıyan insana, daha özel deyişle Allah'ın tecellîgâhı olan insanın kalbine/gönlüne işa- rettir. Çünkü kalp de, kelime anlamından yola çıkarsak Ay gibi hâlden hâle, menzilden menzile geçen bir mânevî merkezdir."

Aynalardaki görüntüler elle tutulmasa da, onlar bizim kendi gerçeğimizdir şüphesiz. Acaba kendi gerçeğimizi ne kadar tanıyabiliyoruz aynalarda? Insån denilen bu seçilmiş varlığın sadece dışını yansı tan bu parlak cisimler bizi bize anlatmakta ne kadar gerçekçi? Yeryüzünde insânın içini de gösteren aynalar olsaydı, hiç aklıma getirmek istemiyorum, gâliba çok utanırdık. Bir düşünürün sözünü hatırlıyorum da şöyle demişti: "Eğer dış görünüşümüzün fotoğrafının çekilebildiği gibi iç alemimizin de fotoğrafı çekilebilseydi birbirimizin yüzüne bakacak halimiz kalmazdı."