Eski zamanlardan beri toplum ve devlet içinde önemli noktalarda olan kişilere yönelik planlı suikastler gerçekleştirilmiştir. Bunların bazıları neticeye ulaşırken bazıları da plan dışı gelişmeler nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Yazar Hasan Taşkıran, yüksek lisans tezi olarak hazırladığı bu eserinde tarihin önemli devletlerinden "Selçuklular" da gerçekleşen suikastleri mercek altına almış, yaşanan suikastlerin nedenlerini ve perde arkasındakileri irdelemiş, suikastlerin toplumsal, siyasi, ekonomik ve sosyal yansımalarını aktarmıştır.
Kitabı incelediğimizde; Selçuklu devletlerinde iki tip suikast modeli göze çarpıyor. Birincisi Hasan Sabbah'ın liderliğinde olan Haşşaşi de denen Batıniler'in devlet adamlarına olan suikastleridir. İkincisi ise hanedan mensuplarının iktidarı ele geçirme amacıyla birbirlerine karşı kurdukları suikastlerdi. Hasan Sabbah'ın örgütü oldukça başarılıydı. Zira Hasan Sabbah, Selçukluların yapısını iyi biliyordu. Onların zayıf ve kuvvetli yanları hakkında fikir sahibiydi. "Fedai" adını verdiği adamlarına haşşaş çektirerek zihinlerini bulandırıyor sonra da atalarının yaşadığı zulümleri onlara anlatıp, "İsmaili" tarikatı uğruna canlarını feda etmeye şartlandırıyordu. Bu sebeple Fedailer çoğu zaman halkın arasına karışıyor, devlet alimlerine "yardıma muhtaç kişi" rolü oynuyor ve onlara yaklaştıkları anda hançerleyerek ölümlerine sebep oluyorlardı... Büyük Selçuklu döneminde Batınilerin ses getirdiği en büyük suikast vezirler veziri "Nizamü'l-Mülk"e kurulan komploydu. Bu suikastte Sultan Melikşah'ın karısı Terken Hatun'un Batınilerle anlaşma yapması söz konusuydu. Öte yandan Sultan Berkyaruk ve Sultan Muhammed Tapar da suikaste uğramış ancak sağ kurtulmayı başarmışlardı. Özellikle Selçukluların fetret devrinde Batıniler'in komploları artmıştı. Bunun nedeni olarak da Batınilere uygulanan politikanın beğenilmemesi yer alıyordu. Bu dönemde birden fazla vezir, emir, beg, kadı ve fakih sınıfından kişilere suikastler düzenlenmiş ve devlet çöküşe sürüklenmişti...
Büyük Selçuklu dönemi sadece Batıniler değil kendi içerisinde çıkar çatışması yaşayanların da suikast düzenlediği anlara şahit oldu. Selçukluların yükseliş devri hükümdarı Alparslan başta olmak üzere dönemin en başarılı hükümdarı sayılan Melikşah da suikast yapılarak öldürüldüler.
Selçuklu devletinin genişleyen kollarında yer alan Irak ve Suriye Selçuklu devletleri ve Anadolu Selçuklu Devleti'nde de suikastler aynı mantıkla işlenmeye devam etti. Vezir, emir veya sultan hedef alındı. Amaç mevcut düzeni yıkmak ve devrilen liderin yerine geçmekti. Anadolu Selçuklu Devleti'nde Batıni girişimli suikastlere rastlanmadı. Burada daha ziyade iktidar hırsı için birbirini ezen devlet adamları ön plandaydı. Sultan Alaeddin Keykubat ve 2.Gıyaseddin Keyhüsrev, devlet adamlarının zehirletmeleri sonucu ölmüş liderlerdir. Dönemin en ünlü veziri Saadetin Köpek de suikaste uğrayanlardandı...
Yaşanan bu suikastlerin Selçuklu devletlerine büyük kayıpları olmuştur. Sultan Melikşah 'ın zehirlenerek öldürülmesiyle ihtişamlı dönem sona ermiş ve devlet gerileme dönemine sürüklenmiştir. Yine Anadolu Selçuklularda Keykubat'ın zehirlenerek öldürülmesiyle devlet düzeni karışık bir hal almış ve Moğolların egemenliği artmıştır. Batınilerin suikastleri ise halkı tedirgin eden bir hal almaya başlamış, insanlar yolda yürüyemez hale gelmiştir. Hatta öyle ki çoğu dilenci veya evsiz insan Batıni sanılıp öldürülmüştür.
Tarihi bir araştırma tezi olan bu kitap, geçmişimiz olan Selçuklular hakkında anlattığı kıymetli bilgileri ile beni ziyadesiyle memnun etti.
Tarihle ilgili arkadaşlara tavsiye ederim.
İyi Okumalar.