Dracula efsanesini bilmeyenimiz yoktur. Mezarından kalkar ve insanların kanını emerek tekrar dirilmeye çalışır. Tam bir metamorfoz!
Alman tarihçi Heiko Haumann ise bu hikayenin ardındakileri eşelemiş ve buz dağının görünmeyenlerini metinleştirmiş. Dracula isminin nereden türediğini, aslında Dracula'nın kim olduğunu tarihi gerçekleriyle anlatmış.
Mevzu bahis Dracula isminin gerçek kimliği olan Vlad Draculea 1431 yılında doğuyor. Eflak beyliğinin voyvodası 2.Vlad'ın üç oğlundan biri. Babasının Osmanlı tebaasıyla yakınlaşma zarureti sebebiyle Osmanlı sarayında büyüyor. Abisi Mircea ve babası 2.Vlad'ın ölümünden sonra Osmanlı Sultanı'nın da desteğiyle Eflak beyliğine prens olarak atanıyor. Genç yaşına rağmen cabbar bir kişilik. Fazla heyecanlı ve işlerini görmek için dışarıdan gelen seslere pek kulak asmıyor. Bildiğini yapan, dediğim dedik biri! Hatta öyle ki, gün geliyor ve Osmanlı ile ters düşüp savaşa giriyor. Oldukça zeki oluşu ve uyguladığı taktikler Osmanlıyı alaşağı ediyor. Tüm bunların yanı sıra tanınmasına vesile olan en büyük özelliği ise Tepeş lakabı... Yani "kazıklayan"... İnsanları şişleyen ve kazıklayan bir lider. İşte karşınızda "Kazıklı Voyvoda"... Dünya onu bu özelliğinden ötürü "kana susamış", "çılgın" bir deli olarak görmeye başlıyor. Ve bu andan itibaren "kan" onunla özdeşleşiyor. Yazılan şiirler, çizilen edebi metinler, çekilen filmler, perdelenen tiyatrolar ve daha nicelerinde yer alan 'kan emen vampir' hikayeleri onun tarzıyla hayat buluyor.
Yazar Haumann yukarıda metinleştirdiğim paragrafı, derinlemesine yaptığı araştırma yazılarıyla bilgi seline boğuyor. En geniş, en güzel örnekleriyle okuru bu dünyanın içinde yüzdürüyor.
Tarih severlerin kitaplığında olursa fena olmaz. Farklı tarza sahip bir kişiliği okumak bilgi haznenize farklılıklar katar...