Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
solskjaer Tarafından Yapılan Yorumlar
*Vahşi Hayat* tam anlamıyla bir aile dramı. Joe'nun gözünden, hayatta her şeyin ne kadar kırılgan olduğunu ve bazen hiçbir şeyin istediğimiz gibi gitmediğini hissediyorsunuz. Richard Ford, karakterlerin içsel dünyalarını öylesine derinlemesine işler ki, kaybolan umutlar ve yanlış adımlar arasında kayboluyorsunuz. Montana’daki vahşi doğa, ailenin kendi içindeki fırtınaları simgeliyor. Hemingway etkisiyle, sakin ama derin bir anlatım. Oldukça etkileyici bir kitap!
*Tersane* oldukça karanlık ve gerçeküstü bir atmosferde ilerliyor. Larsen’ın geri dönüşüyle, Santa María'daki hayatını toparlamak isteyen ama bir türlü yol alamayan insanların dünyasına adım atıyoruz. Onetti, insanın umutsuzluğa kapıldığı bir ortamda bile bir umut ışığı arayışını harika bir şekilde yansıtıyor. Tersane’nin tuhaf havası ve karakterlerin çöküşe doğru sürüklenişi, kitabı derin bir içsel hesaplaşmaya dönüştürüyor. Gerçekten büyüleyici bir okuma.
*Tanrım Orada Mısın? Benim, Margaret* tam bir gençlik klasiği! Margaret’ın yeni bir mahalleye taşınması, okul hayatı, arkadaşlıklar ve ergenlik dönemi tam anlamıyla bir keşif. Judy Blume, din, kimlik ve büyüme gibi derin temaları çok doğal bir şekilde işliyor. Margaret’ın Tanrı’yla konuşmaları ve içsel çatışmaları, o dönemin karmaşasını harika bir şekilde yansıtıyor. Okurken hem nostaljik hem de düşündürücü bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
*Şaka* gerçekten beni düşündürdü. Daniele, geçmişin ağırlığıyla ve torunu Mario’nun masum yaramazlıklarıyla yüzleşirken, hayatın ne kadar karmaşık olduğunu fark ediyor. Torunuyla yaşadığı o anlar, bir yandan komik, bir yandan da hüzünlü. Kitap, yalnızlık ve zamanın hızlı geçişi üzerine güzel bir hikaye sunuyor. Domenico Starnone’nin kalemiyle, insanın içindeki küçük mutlulukları keşfetmek çok etkileyiciydi.
Péter Zilahy'nin *Son Pencere Zürafa* adlı eseri, Balkanlar’ın çalkantılı tarihini ironik bir dille anlatırken, yazarın protestolara katıldığı dönemde çektiği fotoğraflarla desteklenen, görsel ağırlıklı bir sözlük sunuyor. Zilahy, bölgenin karmaşık geçmişine dair nostaljik ve sert bir bakış açısı geliştiriyor, Tito’dan Demir Perde’ye kadar uzanan bir yelpazede. Hem keyifli hem de düşündürücü, gerçekleri mizahi bir şekilde harmanlayan, yer yer acımasız bir anlatı.