E-Dergi

Batılılaşma öncesinde ki Şogun döneminin kültürel hayatı hakkında oldukça ayrıntının verildiği eserde Japonya'nın batı sömürgesi olmamak için 1867 de başlattığı batılılaşma girişimleriyle, kültürüne sırt dönmesi anlatılıyor. Doğu-Batı arasında kalan bir toplumun sancılarını Samuray geleneklerine sahip ailenin içinde büyüyen yazarın yaşamını ve ailesini anlattığı bu eser de görmeniz mümkün. Otobiyografik roman olması sizi hiç yanıltmasın oldukça akıcı bir eser. Bizimle hemen hemen aynı dönem de batılılaşma süresine başlayan bir toplumun, bizimle benzer süreçleri yaşaması eseri ilgi çekici hale getiriyor.

Orta çağ toplumlarının kültürel,siyasi,ekonomik ve tarihi durumundan oldukça bilgi veren bu öykü antolojisinde Türklere ve Müslümanlara Avrupalıların bakış açısını görebilirsiniz. Kiliseye ironi yoluyla eleştirildiği öykülerden, kadın-erkek soylu-köylü gibi ilişkileri de içeren bir çok öykünün olduğu kitap, 19.yüzyıl Fransız ressamların resimleriyle oldukça ilgi çekici hale gelmiş.

Diyalog az olduğu için yer yer sıkıcı gelse de insanın elindeki ile yetinmesi, kendine yetme,mücadele, büyüklerin sözünü dinleme gibi bir çok öğüdü içeriyor. Orta okul ve lise çağı için uygun.

Konuya az çok vakıf iseniz kitap size sıkıcı gelebilir-Kitapta kullanılan üslupta bunda etkili- Yine de bu konuda zayıf olduğunu düşünen varsa yada çocuklarına mutlaka alıp okumalı. Toplum olarak malesef zayıf olduğumuz bir alan.

İhtilal sonrası Fransa da=Hainlik ve vatanseverliğin yer değiştirip durması. Gücün insanlar üzerindeki etkisi. Devrimlerin hedeflediğini gibi sürmemesi anlatılıyor. Dip notlar kafanızı ilk başlarda karıştıra bilir lakin eser tam anlamıyla dönemin resmini çizmiş