E-Dergi

Ontolojik farkın uçlarında gezinen Heidegger'in bile, kendi terimleriyle ifade etmek gerekirse, In-der-Welt-sein'ını gösteren, filozofu maddeci anlamda dönemine indirgemeksizin onun bağlamsal ögelerini kayrana çıkaran bir başyapıt. Sadece Zein und Seit (Varlığa ilişkin soru ve Dasein'ın ontik-ontolojik müstesnalığı) için değil; Ereignis ve geç dönem Holzwege gibi temalarını bile kapsayan bir düşünce matrisinin izlerini sürüyor. Salt felsefi bir dille konuşmak gerekirse "Heidegger'in Hegel'ci çözümlemesi" derdim.

Hayatından kronolojik kesitlerle birlikte farklı düşünce dönemleri ve önemli eserleri bir giriş niteliğinde incelenmiş. Yazarın kendi yorumlarına yer vermesi bir biyografide olmaması gereken olumsuz bir özellik gibi görülebilir fakat ironik olarak filozofun yapısöküm metodu her türlü nesnelliğe direndiği için "objektif bir biyografi" ne kadar mümkün diye sorulabilir, hele ki konu hayatının farklı dönemlerine keskin geçişler yapmış ve üslubuyla baş döndürmüş Derrida'ysa.

Bir kavram sözlüğü olmanın çok ötesinde Pascal, Lacan, Deleuze ve Sartre gibi isimlere göndermelerle dolu ufuk açıcı bir eser. Heidegger'ci kavramlara aşina olunması gerekiyor dolayısıyla bir "giriş kitabı" olduğunu söyleyemem fakat dili oldukça akıcı. Anadilde bu kalitede ve yetkinlikte eserler görmek kuşatıldığımız tüm gayrisahihliğe rağmen belki de doğru zamandayızdır dedirtiyor insana! Yazarın diğer kitaplarına da bir göz atmak şart oldu.

Kullanışlı bir sözlük olmasının yanı sıra farklı maddelerin birbirine yaptığı göndermeleri takip ederek konuya yapılabilecek en akıcı girişlerden biri

Çeviri metinlerden sonra ilaç gibi geldi. Heidegger'in izin verdiği ölçüde sade ve akıcı bir giriş kitabı.