E-Dergi

Okuldayken bir hocamız bir gün sınıfa elinde bu kitapla girdi. İlk başlardan, Yasin Suresindeki adamın anlatıldığı yerlerden biraz okudu. O günden beri merak ediyor ve okumayı bekliyordum. Beklediğime değmiş.

Kısa kısa metinlerle birden çok şey anlatmış. Yoksulluklar, yoksunluklar, ölümler, acılar, kitap ve filmlerden alıntılar... Kudüs'teki, Gazze'deki acılara da dikkat çekmiş; günümüzde şehir hayatında varlığı hissedilmeyen acılara da değinmiş. Tekrar tekrar okuyup tekrar tekrar ağlamak istiyorum.

Doğan Kitap'ın başarılı kapak tasarımı için de teşekkür ederim.

Büyük bir beklentiyle almamıştım, karamsar olduğuna dair yorumlar okumuştum. Buna rağmen okudum ve bayıldım. Karamsar bir hikaye ama hayatın gerçeklerinden bahsettiği için bunun normal olduğunu düşünüyorum.

Bu roman, edebiyat mahfillerinde yer edinmeye çalışan, bu çevrede adını duyurup meşhur olmak isteyen idealist Ahmet Cemil'in hikayesini anlatır. Ahmet Cemil bir matbaa ve mütevazı bir ev sahibi olmak, eskiden beri hayalini kurduğu eserini yazmak ve sevdiği kızla evlenmek istemektedir. Fakat daha sonra başına gelenler gösterir ki bu o kadar kolay olmayacaktır. (Hikayenin gidişatıyla ilgili fazla ipucu vermek istemedim:)

Yazarın betimlemeleri ve psikolojik tahlilleri başarılı. Kendimi anlatılan mekanları gerçekten görmüş, karakterleri gerçekten tanımış gibi hissettim.

Dili biraz ağır, bunu göz önünde bulundurursanız iyi olur. Herkese tavsiye ederim diyemem, edebiyat tutkunlarına tavsiye edilir.

Raif Efendi Berlin sokaklarında dolaşıyor ama eserden Rus klasiklerinin havası hissediliyor. Adeta bir Dostoyevski-Beyaz Geceler. Raif Efendi çağdaş bir hayalperest. Ve Maria Puder, belki bizim edebiyatımızdaki Nastenka imgesi. Arkadaşlık ettiği erkeğe lütfen bana aşık olmayın sözü verdiren ama karşısındaki erkeğin bu sözü tutamadığı kadınlardan.

Dostoyevski okumayı seven biri olarak bu kitabı da tabii ki beğendim. Fakat bazı arkadaşlar gibi ben de diyorum ki keşke önce Sabahattin Ali yi okusaydım da Dostoyevski yi ona benzediği için sevseydim.

Elbette ikisini de şiddetle tavsiye ederim. Biri edebiyatımızın en önemli yazarlarından, diğeri dünyanın en büyük romancıları arasında. Kitapla kalın:)

Çok beğendim. Güldüren ve hafiften toplumu eleştiren büyük bir tiyatro eseri. İzlemeyi de isterim. Hastalık Hastası ve Kibarlık Budalası nı da okumak istiyorum.

İngiliz edebiyatından genel olarak beğendiğim bir eser. Kitap aynı zamanda Aşk ve Gurur adıyla da geçiyor ki ben her iki ismi de kitaba çok yakıştırdım. Bay Darcy nin gururu, Elizabeth in önyargıları... Kurguyu da hikayeyi de beğendim.

Yalnız şunu söylemem lazım, gerek yabancı bir eser olduğu için gerek biraz hacimli bir kitap olduğu için yer yer sıkıldım. Bunu göz önünde bulundurarak alırsanız belki daha iyi olur.

Farklı bir kültürün eserin okuyup kendi kültürümüzle kıyaslamak güzeldi. Aa onlarda da böyle miymiş dedim okurken. Örneğin bazı köşklerin halka açık bölümleri olması bana çok ilginç gelmişti. Bize benzer yönleriyse onlarda da dedikodunun hızlı yayılması..

Austen, kitabın baş karakterlerinden biri olan Bay Darcy karakterini evlenemediği nişanlısından esinlenerek oluşturmuş. Bu da ilginç gelmişti bana.

Uzun zaman sonra kadın bir yazarın eserini okumak güzeldi. Meraklısına tavsiye ederim...