Toplam yorum: 3.253.770
Bu ayki yorum: 5.796

E-Dergi

Gülce Başer Tarafından Yapılan Yorumlar

30.09.2024

1. Mutlaka okunması gerekiyor. Herkes mi? esasen artık hayır. Artık felsefe ve sosyal bilimler alanında çalışanlar için elzem bir kitap, çünkü, tam o zaman, 19. yüzyılın sonunda bir anti-kutsal kitap yazma girişiminin gözünden erdemi, ahlakı ve ilişkin algıları görebilmek için... Neden erdemi didikliyordu Nietzsche? Kapitalizmi besleyen protestan ahlakının içinde filizlenen riyayı mı keşfetmişti? Güzel. Peki, 4. Reich'ın Zerdüşt'ü "kullandığını" biliyoruz. Kitapta nasıl kullandığını görebiliyor muyuz?
Felsefe donanımım son akşam yemeği davetlilerini deşifre etmeye yetmedi. Ancak soru şu: Acaba yazar Tavasin'i okudu mu? Çünkü zerdüştün dediği oldu;; erdem yürürlükten kalktı, her şey birer kudret ilişkisi oldu, gün o gündür. Peki, kim kazandı? Sahicilik mi, üst insan mı, yoksa Mephistopheles mi?
26.08.2024

Biraz eski bir literatür. kabul. Metis niye çevirdi, diyordum. Edebiyat sosyolojisi çalışanlar, edebiyata sosyal bilimlerden bakmak isteyenler, bu kitap sizin için özellikle önemli...
1. Popüler kültür/yüksek sanat ikilemine ilişkin iyi bir tartışma içeriyor.. 2. Biyografi yazınını popüler değerler ve öncelikler üzerinden inceliyor, ki bu çok ilginç. 3. Kapitalizmle normalleşen kültürel kalıpları inceliyor, bu da çok zihin açıcı. 4. Okurken, "Hah, bugünü çözdüm," gibi bir duyguya kapılıyorsunuz. Yanlışşş... Bugün başka dinamikler de devreye girdi. Dikkat edin, bugün için biraz eski bir literatür. ama 5. Erken modern, modern, geç modern ve çağdaş arasında yerli akademinin kuramadığı rotayı kafanızda kurabilmeniz için önemli doneler sağlıyor, bunu değerlendirmek gerek. Esasen 5 yıldız alırdı. 4 yıldız vermemin tek nedeni, aldatıcı bir güncellik algısı yaratması. Özetle, bu konulara kafa patlatacaksanız okunması şart ama yetmez, türden bir kitap. :-)
05.08.2024

Kitap 1970'ler tarihli, yani 1968 olaylarının hemen ardından yazılmış. Yazarı, Narsisizm Kültürü kitabında tarif edilen şekilde new age dinlere intisap etmiş.
Aslında Foucault'nun hemen aynı tarihlerde sökümünü yaptığı iktidar ilişkilerinin psikolojideki açıklamasının dökümü bir kitap. Yani, sosyolojisini okuyoruz da, psikolojisini de buradan okuyabiliriz.
Marksizm içinden okumaya çalışıyor, Marksist Psikoloji formüle ediyor- Liberal dediği psikanalizle, Marksist psikanaliz kıyaslamasıyla Kapitalist rejimde kitleler üzerine kurulan iktidar mekanizmalarını meşrulaştıran korkuları tanımlayıp rehabilitasyon önerileri sunuyor.
Psikolojinin uzmanı değil okuru olarak, sunduğu önerilerden ileride new age dinlere intisap etmesini tabii Lasch'in muhteşem Narsisizm Kültürü'ne referansla anlayabiliyorum. Tanımlanan korkuların modern kapitalizmden önce de saha tarım toplumunda var olmakla birlikte, kültürel kapitalizmin onları nasıl dönüştürdüğünü açıklamakta değerlendirilebilir bir referans.
01.08.2024

Aslında oturup yazı yazasım geldi. Ne yazık ki zamanım yok. Kitabın doktora tezi olduğu anlaşılıyor. Araştırma olarak fena değil. Sert, tarihçi değil, siyaset bilimci ve dilbilimci. Tarihçi olarak hemen söyleyeyim, evet, tarih sonunda bir narrasyondur. Sert, kendi görüşleri doğrultusunda kurgulamış. Olabilir. Ama orada da bana soru sorma hakkı doğuyor, işte! En basitinden, bir devlet siyaseti var, evet. Ama devletin desteklediği Varlık dergisi bile bu siyasete rahatça direniyor. Farklı fikirler dergilerde vb. tartışılabiliyor. Yani Dil meselesi, kadının seçme/seçilme hakkı kadar kamuoyu baskısıyla yürütülmüyor. Tutan/tutmayan sözcükleriyle bence, yani başka bir pencereden bakan biri için, velut bir dönem, öyle görünüyor yazılanlardan... Bunu, yazmaya başladığı çağlardan itibaren "Neden eski ve yeni sözcükleri yan yana kullanıyorsun?" türü saçma sorulara maruz kalan biri olarak söylüyorum. +++
08.07.2024

Bu vakte kadar nasıl oldu da İngilizcesini vb bulup okumadım, dedim. Modern neydi? Latin Amerika modernitosu neydi? Neyle yüzleşme, meyle hesaplaşmaydı? Bir de ayıptır söylemesi, Türk edebiyatındaki modernleşmeyle parallelikler gördüm ve Latin Amerika'daki süreçleri daha da merak ettim. Furkan Çalışkan'ı seçiminden ötürü kutlamak gerek.